Taleb ALREFAI den hatta Kuveyt edebiyatından okuduğum ilk kitap “Kaptan”. Aslında kitap hakkında nasıl yorum yapabilirim diye çok düşündüm açıkçası. Kısacık ve bir oturuşta okunup bitirilecek bir kitap. Çeviri iyi yapıldığı için hiç zorlanmadan okunuyor. Dili yalın, denizcilik terimleri olsa bile okuyanı yormuyor. Hikaye ilginç ya da farklı değil. Sadece bir kaptanın yaşayabileceğini tahmin ettiğiniz olaylar çerçevesinde işlenmiş konu. Sonu tahmin edilebilir mi? Evet kesinlikle şaşırtıcı bir son beklemiyor okuyucuyu. Sadece Kuveyt ya da oradaki toplumsal yaşamın dönüşümü hakkında bilmediğim yeni şeyler öğrenmiş oldum. Ayrıca kitap ile ilgili son olarak şunu söyleyebilirim. Denizin dostu olur mu sanmam çünkü ihtiyacı yoktur. İnsan olarak bazen kendimizi çok mu önemli hissediyoruz diye düşünmeden edemedim açıkçası.
Filistin edebiyatıyla tanışma kitabım oldu. Şu an yaşadıklarını uzaktan takip ediyorken bu kitabı okumak gerçekten çok etkileyici oldu. Kitabı okurken hep üşüdüğümü fark ettim oysa çölde geçen bir kitaptı. Galiba zulme bedenimin verdiği tepki bu oldu. Çaresiz olmak , izleyici olmak, bir şey yapamıyor olmak ruhumun derinliklerden sarstı beni.
“Küçük bir ayrıntı” kitabında önce ilahi anlatıcıdan İsrail askerlerinin kurduğu kampta 1949 da yaşanan olayları okuyoruz. Ardından yarım asırdan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen kampta yaşanan olaylara kafayı takmış bir kadının ağzından kitabın devamını okuyoruz. İki dil de başarılı bir şekilde kullanılmış, sürükleyici ve akıcı. Betimlemeler kısacık kitap olmasına rağmen çok iyi. Tüm mekanları gözünüzde canlandırabiliyorsunuz ve okuma boyunca beş duyunuzu da aktif olarak kullanıyorsunuz. Etkileyici bir anlatıya sahip ve çeviri oldukça başarılı. Kitapta tekrar eden bir sürü ayrıntı mevcut. Sabun, toz, köpek havlaması gibi…
Konusu ve anlatım şekli ile başarılı bir kitap okuduğumu düşünüyorum. Kapağı kapattığımda etrafında sürekli daireler çizen bir arabada olduğumu fark ettim. Hayat sürekli bir birini tekrar eden durumlardan mı ibaret? Yoksa yaşam duvarın hangi tarafında durduğumuza mı bağlı?