Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilara uyanık

Sabitlenmiş gönderi
Okuyan insan , dünyanın aklına yaslar sırtını.
Sayfa 250
Reklam
Aristoteles’e bakılırsa bir çocuğun sadece erkek olarak doğduğunda tam potansiyeline ulaşabileceği, kızların, erkeklerin “sakat” versiyonları olduğu düşünülüyordu. Ona göre kadınlar çocuksu kaldıkları için kelleşmiyorlardı ve ağızlarında daha az diş vardı, dolayısıyla da erkeklerden aşağı varlıklardı. 20. yüzyıl İngiliz filozoflarından Bertrand Russell konuyla ilgili şöyle der: “Aristoteles arada bir karısının ağzını açmasına izin verseydi böyle bir hatayı asla yapmazdı.”
İnsan özünde anlam arayan bir yaratıktır. Temelde, hayatın büyük oranda açıklanamaz olduğunu kabul edemeyiz. Ve bu yüzden de mitleri, sanatı ve dini, gerçeği açıklamak ve onunla baş edebilmek için kullanırız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eskiler insan kötülüğünün bu tür ritüellerle temizleneceğine inanmıştır. Bunları, her hareketlerini izleyen tanrılarını mutlu etmek için yarattılar. Tüm bunlar göklere mesaj gönderme, toplumun günahlarının kefaretini ödeme ve cezalandırılmaktan kurtulma yolu olarak görülürdü.
Küçük Asya Yunanları, cüceleri ve sakatları günah keçisi olarak kullanırlardı. Bu Talihsiz kişiler beslenir, bir flüt müziği eşliğinde genital bölgelerine törensel bir şekilde vurulur ve yakılarak öldürülürdü.
Reklam
Babil’in en önemli dini töreni, Akitu denilen yeni yılı karşılama töreniydi. Burada, kral tahtından inerek tüm krallık sembollerinden feragat ederdi. Sonrasında, ağlayana kadar tokatlandığı bir törenle yeniden tahta çıkarılırdı. Ardından günah keçisi -bir insan, genellikle de hüküm giymiş bir suçlu- sokaklarda gezdirilir ve şehir dışına atılarak öldürülürdü. Bu da yeni yılın başlangıcı kabul edilirdi.
Doğu Hint Adaları’nda yaşayanlar, kötü ruhların hastaya karşı tutulan yapraklara geçirilip atılabileceğine inanıyorlardı. Çin’de uçurtmalar hastalıkları kovmak için kullanılırken, Aleut Adaları’nda bu görevi otlar üstlenmişti. Endonezya’da köylüler kötü ruhları taşımak için küçük kayıklar inşa ederlerdi. Hindistan’da kötülükler şişelere konulup gömülürdü. Himalayalar’da ise köpekler kötülüğü kovmak için ölene dek taşlanırdı.
Dilara uyanık
@Dilrauyank·Bir kitabı okumaya başladı
Günah Keçisi
Günah KeçisiCharlie Campbell
7.7/10 · 134 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan UyanırÖzlem Küskü
8.4/10 · 2.369 okunma
Reklam
“Birey için tek bir macera vardır:  Kendi bilinçdışını keşfetmek.”
Erkekteki dişe, ruha “anima”denir. Erkeğin bilinçdışında yer alan kolektif bir imajdır anima. Anima, erkek çocuğun ilk yakınlık kurduğu kadın olan anne ile birlikte daha sonra yaşamına giren tüm kadınlar ve yüzyıllardır aktarılan kolektif bilinçdışındaki kadın imajının toplamıdır. Erkekler bilinçsiz olarak hayatlarına giren kadınlara bu imajı yansıtırlar. 
Anne, dünyaya geldiğimizde temas kurduğumuz ilk insandır. Bizim için bir “benlik” taşıyıcısıdır. Cinsiyetten bağımsız olarak dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren anne ile bilinçdışında yoğun bir özdeşleşme yaşarız. Cinsiyet farkındalığına varmak içinse bu yoğun özdeşleşme halinden sıyrılmak gerekir. Ancak kız çocukları için ortak doğayı paylaştığı anneden kopuş, erkeğe göre daha kolaydır, çünkü kız çocuğu için annenin doğası tanıdıktır.
Sayfa 85 - Anima-AnimusKitabı okudu
Gölge, içimizde engellenenleri yapmak isteyen, olamadığımız her şeydir. Bazen ne yaptığımızı bilmeyecek kadar kontrolden çıktığımız anlar vardır. “Bu ben değilim” deriz böyle anlarda. İşte bu anlar gölgemizin kapının altından süzüldüğü ya da camımıza taş attığı zamanlardır. Gölge, bir yanıyla kişisel bilinçdışında yer alır. Dizginlemek zorunda olduğumuz vahşi isteklerimizdir. Ne topluma ne de ürettiğimiz personaya uymayan istek ve duygularımızdır. 
Bir çocuğu gözlemlediğinizde ondaki tutkuyu, benmerkezciliği, kavgacı tutumu rahatlıkla görürsünüz. Yetişkinlikte ise tüm bu davranışlar geri plana itilir, anne babalar, eğitimciler ve toplum kabul edilemeyen bu davranışların geri plana atılması gerekliliğini salık vererek yetiştirir çünkü bizi. İçten gelen bu eğilimlerin unutulduğunu sanan yetişkinlerse kendini bazı rollere kaptırır. Kendisini muazzam renkte ve güzellikte çiçeklerin olduğu bir bahçede yaşadığını düşünür. Ancak bahçede “göremediği” yabani otlar vardır. Bu yabani otlardan biri “persona” dır. İnsanın dış dünyayla uzlaşma çabası üzerine taktığı bir maskedir persona. 
211 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.