Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Fatih Özdil

Emre Fatih Özdil
@EF_Ozdil
"Çünkü insana en çok kitap yakışıyor ve mürekkebin kuruduğu yerde kan akıyor."
Stj. Avukat
Marmara Hukuk
7 Haziran 2001
54 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
2014 itibarıyla aşırı kilodan muzdarip 2.1 milyara karşılık yetersiz beslenen insan sayısı 850 milyon. insan türünün yarısının 2030 yılında aşırı kilolu olması bekleniyor. 2010'da kıtlık ve yetersiz beslenme yaklaşık 1 milyon insanın canına mal olurken veriler obezitenin Tek Başına 3 milyon insanı öldürdüğünü gösteriyor
Reklam
Dünyada artık doğal kıtlıklar kalmadı sadece siyasi kıtlıklar var. Eğer Suriye Sudan ya da Somalide insanlar açlıktan ölüyorsa bu bazı siyasetçiler böyle istediği için oluyor
Medyanın belirlediği süzgeçlerden geçen bir Yurttaş belli yönde bir iradesinin var olduğunu sanır. Oysa onun yönetime ilişkin rızası biçimsel olarak onun iradesine dayanıyor olsa da aslında iktidar odaklarınca ikna edilmiştir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Todorov'un ifade ettiği gibi," Demokrasi sürekli olarak demagojinin tehdidi altındadır. İyi konuşmacı olan kişinin daha mantıklı fakat daha az belagatlı bir yol göstericiye kıyasla çoğunluğun inancının ve oyunu kazanma ihtimali daha yüksektir"
Reklam
Başta Locke olmak üzere pek çokları rasyonelliği, ekonomik durumla ilişkilendiriyor; birikim yapanın rasyonel davranacağı fakat yeterli eğitim düzeyine, entelektüel düşme kapasitesine sahip olmayan emekçilerin böylesi bir rasyonel yaklaşımı yansıtmaların olanak taşımadığını savlıyorlardı
Bilgi ve hakikat insanın mutluluğu için bir araçtır ve Hem bireysel hem de toplumsal ilerleme için gereklidir
Mill, bireylerin arasında tartışma çıkmasını, anlaşmazlıkları ve görüş ayrılıklarını faydalı bulmaktadır. Zira ona göre "kesin hükme bağlanmış bir düşüncenin derin uykusu" kadar tehlikeli bir şey yoktur
Luxemburg'un ifade ettiği gibi: "Sadece Hükümetin destekçilerine ve (sayıları ne kadar olursa olsun) tek bir partinin üyelerine özgüvenmiş özgürlük, özgürlük değildir. Özgürlük her zaman ve münhasıran farklı düşünenler için özgürlüktür"
Todorov'un dediği gibi, sadece kendini ifade etme hakkına sahip olmak yeterli değildir bunun imkanına da sahip olmak gerekir. Bu imkan yoksa özgürlük içi boş bir kelimeden başka bir şey olamaz
Reklam
Marx'ın yazılarında da görüldüğü gibi ifade özgürlüğü, egemen sınıfın fikir bombardımanı altında yabancılaşmış, bilinçleri bulandırılmış kitlelerin sömürü düzenini ortaya koyan "hakikati" bulmalarına dönük bir araçtır
İnsanoğlu, yanlış bir düşünce ile önemli olanın var olmak değil sahip olmak olduğunu düşünmüştür. Bu yolla kendini bir eşyaya dönüştürmüş ve yaşamayı mülkiyetten daha alt düzeye; sahip olmayı ise var olmanın üstüne taşımıştır. Kapitalizmin insanı eşya üzerinde doymak bilmez bir iktidar kurma arzusuyla dolduran tüketim pompası bu arzuyla koşul şekilde eşyanın insan üzerindeki tahakkümünü ağırlaştırmıştır. Yani insanlar sahip olmak için emeğini ve hatta tüm yaşamını satarken bireyselliğini eşyanın sahipliğine bırakır hale gelmiştir
Sosyalizme göre toplumun serbestçe gelişimi rekabete dayalı ekonomik ilişkilerle değil işbirliği ile sağlanır. Ekonomik bireycilik hem özgürlüğün hem de bireyin ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Bu açıdan bireyciliği reddetmek, bireyin haklarına önem verilmemesi anlamına gelmez. Bireyin haklarının toplumun ilerici çıkarlarıyla bağdaştırılmasını gerektirir. Dolayısıyla sosyalistler bireyci değildir ama bireyselliğe değer verir
Sosyalist özgürlük düşüncesi, "Herkes özgürdür" söylemine karşılık özgürlüğün kullanılabileceği ekonomik ve toplumsal koşulların var olup olmadığını sorgular. Sosyalistler, özgürlüklere yönelik baskının devletten önce egemen sınıftan geldiği savını öne çıkarırlar
824 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.