Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berra

Kendisini sınırlama gücü kalmadığında bir toplumun sonu gelmiş demektir. Açık, fazla açık bir anlayışla kendisini özgürlüğün aşırılıklarından, ölümcül tehlikelerden nasıl koruyacaktır?
Sayfa 125
Reklam
İdeolojik kavgalar sadece sözcükler için dövüşülen, insanların sadece sözcükler uğruna birbirini öldürdüğü ülkelerde son kerteye ulaşır... kısacası, geçmişte din savaşlarının olduğu ülkelerde.
Sayfa 125
İnanç insanları düzgün bir yaşama yöneltmek için vardır. Tanrıya körü körüne inanmak değildir.
Sayfa 32

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar, cehennemi terk ettiklerinde bile, sırf onu başka bir yerde yeniden kurmak için yaparlar bunu.
Sayfa 81
Kimseyi öldürmedim, daha iyisini yaptım: Mümkün Olan'ı öldürdüm. Ve şimdi, en çok ihtiyacım olan şey, tıpkı Macbeth gibi, dua etmek... Ama yine onun gibi Amin de diyemem.
Sayfa 56
Reklam
Bilgenin özelliği yararsız hiçbir şey yapmamaksa, kimse beni bilgelikte aşamaz: Yararlı şeylere bile tenezzül etmem ben.
Sayfa 53
Koca bir yalanın ortasındayız işte. Kimileri asla yaşanabilir olmayan bir hayatı, tanrı gibi konuşarak insanların kutsalı haline dönüştürürken, kimileri de kendi orospu uzlaşmalarını hayatın zorunlulukları arasında sayıyor.
Sayfa 139
Doğru kadını bulmaya uğraşma. Öyle biri yok. Doğru kadını bulduğuna inandığın an, yanlış kadın olduğunu anlayacaksın. Yine de yanlış kadında doğru şeyler bulmaya çalışıp keyif alabilirsin. Fazlası yok. Tanrı herhalde yok. Ama Tanrı herhangi bir nedenden dolayı varsa eğer (buna işaret eden fazlaca emare bulunmuyor), o zaman doğru kadını bulma şansı da doğabilir bakarsın.
Sayfa 45
Çünkü kadınlar, konjonktür denilen belirsiz düşmanın tehditlerine aldırmadan, sadece kalplerinde yanan cılız bir ışığın peşine düşebilecek kadar cesurdurlar. Çünkü kadınlar, iktidar denilen vahşi hayvanın ağzından saçılan şantajlara boyun eğmeyecek kadar cüretkârdır, aşkın kıyısında bekledikleri anlarda
Sayfa 86
Kadın...
Anlıyorsunuz ki yeryüzünün bütün acıları bir tek kadının vücudunda, ruhunda, gözlerinde toplanabilir.
Sayfa 89
Reklam
Ezber cümlelerin, ezber duyguların içinde aktığını varsayarken, gerçekte sevgilinin kalbine dokunmak gerektiğini unutuyor insan.
Sayfa 31
Biz korktuğumuz için okumayız. Biz okudukça yaşıyoruz ve varoldukça da okumaya devam ediyoruz.
Sayfa 23
"Bir annenin çocukları için akıtacak gözyaşları her zaman vardır" diyor kadın. Hayatın içinde umudun hiç bitmemesi de bu yüzden.
Sayfa 24
İnsan hayatın bir yerlerdinde ölüyor aslında. Ruhun arasına yaşamak kadar uzun bir mesafe giriyor. Ölüyor insan ve yeniden diriliyor. Umut etmek için diriliyor, başlayabilmek için diriliyor, doğru dürüst bir tek cümle kurabilmek için diriliyor işte. Sonrası... Sonrası karanlık
Sayfa 26
Aslında ben insanın en iyi tanımımın iki ayağı üzerinde durabilen nankör bir yaratın olduğuna inanıyorum. Onun en kötü tarafı erdemsizliğidir, hem de Schleswig-Holstein zamanından beri süregelen erdemsizliği.
Şunu aklımızdan hiç çıkarmayalım: Doğa, belli bir durumda belli bir şeyi yapmak için bizden izin istemez. Biz onu hayallerimizde canlandırdığınız gibi değil, olduğu gibi kabul etmek zorundayız.
Reklam
Şunu da unutma ki Lisa, insan mutsuzluklarını hatırlar, sevinçlerini değil. Eğer sevinçlerini de hatırlayacak olsa payına pek çok sevinç düştüğünü anlayacaktır Lisa.
Sahip olduğum diğer tüm bilgileri başkaları da edinebilir ancak hislerim yalnızca bana aittir.
Sayfa 96
İnsanoğlu dış görünüş ve protokolden başka bir şey düşünmeyen, yıllarca zihinsel ve fiziksel kuvvetini kendini geliştirmek için harcayıp, masada daha yüksek bir mevkie oturabilmek için çırpınan bir varlık.
Sayfa 84
Tanrı'nın bizimle ilgilendiği gibi bizler de çocuklarla ilgilenirsek o zaman onların masum oyunlarıyla bizler de mutlu olabiliriz.
Sayfa 47
Denizde, dalgalar arasında boğulacağını anladıktan sonra hiçbir hareket yapmayarak kendilerini suya salıverenler ve felâketi bir an evvel isteyenler gibi kendimi bırakmıştım. Bir şey ümit etmemenin rahatlığından başka barınacak ruhî bir köşem kalmamıştı. Artık hiçbir şey tahmin etmiyor, hiçbir şey beklemiyordum.
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgar dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım!" der.
Sayfa 52
Reklam
Bir kadının kalbi ne zamanla ne mevsimlerle değişir. Bir kadının kalbi uzun süre can çekişir ama asla ölmez. Bir kadının kalbi erkeğin savaşmak ve orada kıyım yapmak için seçtiği tarla gibidir. Ağaçlarını söker, otlarını yakar, kayaları kanıyla kirletir, toprağı kafatasları ve kemikler eker ama bu tarla yine dingin ve uysal kalır, zamanın sonuna kadar ilkbaharlar, sonbaharlar gelip geçer bu tarlanın üstünden!
Sayfa 38