Yusuf Atılgan ile frekansımız tutmadı sanırım. Arka arkaya okuduktan sonra kitaplarında ezberlenmiş kalıp formlar, uzun gereksiz ve sıkıcı betimlemeler sogutan noktaydı. Sögüt dalına ayagı dolanıp ölen insan, ayak yıkama ritüeli olan erkek kişisi, garip ve igrenc sekilde cinsel ihtiyac giderimi yapan kişiler, saf kötülük ve kin besleyen köyden indim sehire insanları (kent yasamına adapte olamamıs)...
Sevebilmek icin cok ugrastım ama hicbir mesajı olmayan bomboş ve sıg kitaplar olarak kaldı bende. Böyle overrated kitap ve yazarların iyi cıktıgını zaten cok da görmemiştim.