Osamu Dazai'nin otobiyografik romanı olan İnsanlığımı Yitirirken yazarın intiharının izlerini taşıyor. Kitabın kahramanı Yozo küçüklüğünden beri hayata tutunamamiş insanlara karşı kendini yabancı hissetmiş ve soytarılık rolünü üstlenerek insanları güldürmeyi ve kendini de gizlemeyi amaçlamıştır. Alkol sigara ve hatta uyuşturucu bağımlısı biridir. Defalarca intihar eden Yozo gibi Osami de kitabı yazdıktan bir sene sonra intihar ederek hayatına son vermiş. Açıkçası kitabın aşırı melankoli içeren havası beni sarmadı ancak kendi ruh halini oldukça başarılı bir şekilde ortaya koymuş yazar. Japon edebiyatındaki ben romanın da başarılı bir örneği olarak gösteriliyor.
Tüm kadınlar aklımı karıştırıyordu. Hayatlarını sürdürürlerken akıllarından neler geçtiğini anlamaya çalışmak, bir solucanın düşüncelerini okumaya çalışmaktan daha karmaşık, daha zahmetli ve daha rahatsız ediciydi.
Üç kardeş: Emin, Ethem ve Ekrem ile eşleri Hülya, Nurten ve Sevgi. Dışarıdan bakıldığında birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aile gibi görünseler de işin aslı hiç de öyle değildir. Yazar karakterleri tek tek kendi iç dünyasını açarak konuşturuyor. Birini dinlerken kızdığınız, öfkelendiğiniz bir karakter kendisini anlatmaya başladığında öfkeniz acımaya dönüşüyor hatta kendisine hak verirken buluyorsunuz kendinizi. Her insanın içinde yalnızca kendine ait nice hayal kırıklığı nice beklenti nice heves ve herkesin kendinden bile saklamak istediği nice sır var. İşte bu kitabı okurken sırlar bir bir dökülüyor ortaya ve hangi karaktere üzüleceğini bilemiyor insan. Yazar karakterlerin iç dünyalarını ustalıkla yansıtmayı başarmış. Kitap bittikten sonra bazı karakterlerle vedalaşmak benim için çok zor oldu açıkçası. Bir gerçek var o da şu bir annenin fazla sevgisi de sevgisizliği de çocuklarının hayatını derinden etkiliyor. Ha bir de üstünü sımsıkı örtüp herkesten gizlemeye çalıştığımız sırlar üzerimize öyle bir yük oluyor ki o yükü taşırken yalnızca kendine değil etrafındaki herkese zarar veriyor insan.
İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da işte kimisi üstünü iyi örtüyor.