Rasûlüllah geceleri evinde Kur'an okurdu; çoluk çocuk, kadınlar ve erkekler merakla gider onu dinlerlerdi. Azılı müşriklerin ödü kopuyordu, bu insanların iman edivermelerinden. Ve Kur'an'ı dinlemelerini yasak ettiler onlara. Ama bizzat kendileri Kur'an'ın cazibesinden kurtulamıyor ve kimseye sezdirmeden gizlice Muhammed'in evine gitmeye zorluyordu bir his onları. Dönerken yolda birbirleriyle karşılaşan elebaşıları söz veriyorlardı bir daha gelmemeye. Fakat yine bir güç çekiyordu onları ve bu hadise üç defa tekrar ediyordu.
Râsulullah gününün müşriki, putunu ilan etmişti, dert apaçık idi, sapık, şirkini kabulleniyordu. Ama günümüz müşriki, şirkini gönlünde ve sevgisinde gizlemiş; hastalığını kabul etmiyor; tedavi istemiyor!... Ona usta, maharetli, hazik bir hekim lâzım
Kitap çok güzeldi yaa, okurken Annayla beraber heyecanlandığım yerler oldu, yazar kesinlikle karakterlerin iç dünyasını yansıtmakta çok usta...
Okumaya başladığımda içimden, ayy bu kitap ta biter mi ya, demiştim ama şimdi düşünüyorum da eğer vaktim olsaydı bir aydan daha kısa sürede bile bitirebilirmişim,DİKKAT bundan sonra yazacaklarım spoiler içerir!
Başlarda Anna için çok üzülmüştüm ve Vronski tam bir baş belası gibi demiştim ama sonra bunlar beraber yaşamaya başladıklarında ikisine birden sevindim yalnız bu mutluluğun uzun sürmeyişi ve her şeyin sarpa sarması ... Anna nın o çaresizliği ama her şeyi kafaya takması Vronski ninse onu umursamaması...Hele bir de Levin i etkilemeye çalıştı ya orda Anna nın ölmesini istemiştim ve nitekim çoğa kalmadı öyle oldu :(böyle olsun da istememiştim ama o Levini büyülediği ânı hatırlayınca , amaan neyse dedim , dedim ama bir yandan da üzüldüm.Bir de Annan'ın intiharı çok etkileyiciydi tövbe tövbe ama nasıl da iç kanatan kalp sızlatan bi şekilde ölmeyi planladı ve tam ilk aşkının(çünkü ilk eşini sevmiyordu) ona açıldığı noktada kendini ölüme atması ...neyse bunlar acıklıydı ama çok duygulandığım bir noktayı daha atlamadan geçemem, kitinin bebeğinin olduğu zamanda neredeyse ağlayacaktım çok güzeldi , son günlerde 100 200 sayfa okuduğum oldu çünkü genel itibarıyla akıcı bir dili var kitabın ama tek şu erkeklerin tartıştığı siyasal tarımsal eğitimle alakalı konularda çok sıkıldım ama onlar bile bazen akıcıydıgüzel kitap yine klasik bir lezzet ve çok başarılı
Kitabı okurken kendimi Arabistanı geziyor gibi hissettim, güzeldi ama açıkçası ben biraz daha farklı beklemiştim, öyle aşırı sürükleyici olmamakla beraber aşırı sıkıcı da değildi , daha çok mekânsal anlatımlar ağır basmış belki bu yüzden pek sarmadı beni ama yine de okumaya değer~