Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emirhan Kartal

Yazımızı terkedersek yazıda müttehid bulunduğumuz iki yüz kırk milyon müslim ve gayr-i müslim bir kitle-i azimeden ayrılacağız. Latin harflerini kabulümüzde ise yazıda ittihad edeceğimiz garblılar nezdinde yine şarklı, yine şarklı kalacağız. Şapkayı kabulümüzde garb gazetelerinden bazıları "Türkler, yeni serpuşlarıyla bize benzemek istiyorlar. Başımıza başka bir serpuş ihdasıyla ulviyyetimizi muhafaza edelim." enaniliğinde bulundukları daima hatırımda kalacaktır. Garb şark olmaz, şark da garb!
Sayfa 87 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İmparator Teodos'un emriyle İskenderiye karabaşı yani episkoposu Teofil, yazıyı lağv ve kütüphaneyi hark ettirmiştir. Bugün de Mısırolog ulema elleriyle meydana çıkarılan asar-ı feraineden sabit olmuştur ki zuhur-ı Nasraniyyetten altı bin sene evveline kadar Mısır'ın ulum, fünun ve bil-cümle medeniyyeti, medeniyyet-i hazıradan daha yüksek bulunuyordu. Yazılarının ilgası ve kitaplarının ihrakı araya pek büyük bir sed çekmiş ve cihanı karanlıkta bırakmıştır. Bunun içindir ki: Mısır'ın zaman-ı inkırazında, medeniyyetine varis olan Yunan medeniyyeti Avrupa tarih-i medeniyyetine mebde itibar
Sayfa 86 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Yazımız medeniyetimizle alakadardır. Toplu yasayarak hükümetler teşkil ve şehirler tesis u tamir, akvam-ı muhtelifeye hüküm ve merkezden bilad-ı baideyi idare etmek hep yazımız sayesinde olmuştur.
Sayfa 84 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilimiz, efkarımızı tabire bir vasıta olduğu gibi yazımız da tabir-i efkarımızı tesbite bir alettir. Yazımızın lağv u terki, lisanımızda yazılı bil-cümle evrak u kütüb-i ilmiyye ve fenniyyemizin ihmal u tatili demektir. Tarih-i şarkta nice nice devirler görmüş, geçirmiş olduğumuzdan mazimizi müstakbel evladımıza unutturmak taraftarı değilim. Latin yazısının kabulü lisanımızı felç eder.
Sayfa 82 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Medeniyetimizde ileri gidelim niyeti bulunmayarak temeddün edelim diyenler mahrum-ı terakkidirler. Dilimizi, yazımızı usul ve kavaidiyle öğrenmeden kulakları Avrupalı komşularımızın dilleriyle ünsiyet peyda eden dildaşlarımızın gözleri, hurufumuzu noksan ve Latin harflerini kamil gördüğü için ilm-i lisan ve tetimmesi bulunan resm-i hatt hakkında beyan-ı reye kesb-i istihkak eylemiş olduklarını zannediyorlar.
Sayfa 80 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hele "ج چ خ” harflerimiz için Latin hurufuyla her kavmin başka başka terkib eylediği mürekkebata mı müracaat eyleyeceğiz? Basit bulunan hurufumuzu mürekkebatla terkib etmekte faide-i fenniyye nedir? “ق ك" harflerimizin seslerini hangi harfleriyle kayd ve zapt edebileceğiz?
Sayfa 74 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Makatıı müteaddid kelimelerin ilk veya son maktaındaki sesin diline göre kısaltılıp veya uzatılması da muhteliftir. Mesela biz Türkler "Fatima". ismini nidada “Fatimaa" diye ikinci maktaını temdid ederiz. Arap ise Fatıma diye birinci maktai temdid eyler. Elsine-i sairede maktaların mahall-i temdid ve taksiri yine hep böyledir. “Mizah” gazetelerinin savt ve lehçemizi taklid edemeyerek lisanımızı, kendi anadili zevk u savtıyla tekellüm eden ecnebileri kalem-i sihriyyelerine dolamaları da işte hep bu tehalüften ileri geliyor.
Sayfa 71 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Dilimizle tekellüm eylediğimizde ağzımızdan çıkan türlü seslerin adedi Latin hurufunun adedinden ziyade olduğu için Türkçemizi bu harflerle doğru yazmak fenni bir şey olamaz. Gerçi Türkler İslam dinini kabullerinden itibaren dillerini O vakitte pek nakis olan Arap harfleriyle yazmaya başlamışlar ise de zamanla yazılarını telaffuzlarındaki seslerle tevfik ve hareke vesair işaretler ile de ikmal ede ede şimdiki haline getirmişlerdir. Şark u garb harfleri yahud tabir-i diğerle sağdan sola veya soldan sağa yahud da yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya yazılıp çizilen huruf hep adi birer nakıştan ibarettir. Hiç bir harfin kendine mahsus sabit bir sesi yoktur. Ashab-ı elsine kabul eylemiş oldukları harflere zevk-i lisanları üzre ses vermişler ve birer ad takmışlardır. Maksadımı daha açık anlatmak için derim ki. Kendi dilimizi yazdığımız hece harflerimize dilimizin zevk ve kabiliyetine göre ses vermişiz ve öylece telaffuz ederiz. Ne Arabin, ne Acemin savt ve zevk-i lisanı gibi telaffuz etmeyiz. Hatta istesek bile onlar gibi telaffuz da edemeyiz.
Sayfa 71 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Bir kavmin saadeti, ahval-ı ictimaiyyesinin neticesiyle olur. Islah-ı ictimaî ise lisanlarını ıslah ile başlar. Lisan, cemiyetin sahih ve salim bulunması için rükn-i ehemmidir. Hürriyet, cemiyet lisanıyla olur.
Sayfa 69 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Zira lisan-ı edebiyatımızı lehçesiyle tahrir etmek zarureti bizde makbul olmamış ve yazılı bir kelimeyi heyet-i mecmuasından tanıyarak herkes kendi lehçesiyle okumak tabiiliğinde kalınmıştır. Bunun sebebi de diyar diyar türlü lehçelerle söylenilen dilimizin edebiyatına, bir heyet-i ilmiye bir beldenin lehçesini tahsis etmemiş olmasıdır.
Sayfa 68 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Lisan İnkılabı Yaygarasına Hitaben:
Lisan asıl ve yazı bir fer olduğu kaidesince bugünkü yazımız dilimizin tetimmesinden başka bir şey değildir. Türkün bugünkü yazısı Türkün dilidir. Yazımızı kaldırmak dilimizi kötürüm ederek kanatları kırık güvercinler gibi yuvasında pinekletmek demektir. Yahu! Dinimiz var. Şeriat ve kanunumuz var. On asırlık mazimiz var. Atalarımızın kalem maharetleriyle yazılı eserlerimiz var. Kütüphaneler dolusu ulum ve fünun kitaplarımız var. Hasılı dilimizde her şeyimiz var oğlu var iken, bunlardan tecerrüdle yazısız elsine ashabı içine katılmakta kârımız ne olacaktır? Yoksa haram süt emmiş insanlar gibi aslımızı mı inkar edeceğiz?
Sayfa 64 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar, maksatlarını beyan için çıkardığı seslerini pek uzun müddetler içinde ikmal edebilmiştir. Bunun saik-i aslisi ise kendi tabiatlarıdır. Tatlı veya acıya alamet olmak üzre sevk-i tabiatla çıkarılan seslerin ihtilafı, bize maksadın ne olduğunu derhal ifham eder. Muhtelif tek seslerin terkibiyle kelimeleri meydana getirmek elbette uzun zamanlara muhtaçtır. Binaenaleyh insanoğlu ne birden bire dilini yaratmış, ne de tekellüm etmiştir.
Sayfa 63 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Her dilde kendine mahsus bazı sesler vardır. Ashabı bunlar için ayrıca harfler vazeylemişlerdir. Şu kadar var ki vazeyledikleri harflerin cümlesi Arabın huruf-1 hecesinden alınarak noktalar ve işaretler ilavesiyle aslından temyiz edilmiştir. On iki esasî dillerden teferru eyleyen otuz bir lisanda huruf-1 heceye ilave edilen işaretli harflerin yekunu ise elli üç harftir. Yirmi sekiz harfle huruf-1 hece-i İslam'ı buna zamm edersek mecmuu seksen bir harf oluyor. Mesela biz Türkler "ب چ ژ " üç noktalı harfleri kullanıyoruz. “Malayular" ise "غ ن ف" harflerine ikişer nokta daha koyarak sırasıyla "Nğa, Pa, Niya" seslerini vermişlerdir.
Sayfa 61 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Bir kavmin asırlardan beri dinini, dilini yazdığı yazısını daha iyisi var zu'muyla kaldırmak kolay değildir. Mürur-i ezman ile adet, tabiat olacağından tağyiri muhal derecesinde güçtür. Muhtelif lisan ve lehçelere ayrılan Türklerin cümlesi yazımızla ifade-i meram ediyorlar.
Sayfa 60 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Yazımız bir eser-i dinidir. Latin yazısı ise, mahkumların hakimlerini taklit neticesi olarak istimarla intişar eylemiş bir eser-i siyasîdir. Din ile istimar arasında pek büyük fark bulunacağı adi bir teemmül ile malum olur. Karşımda duran ve İslam yazılarının intişar eylemiş olduğu yerleri gösteren bir haritaya bakarak kâriin-i kiramıma söylerim ki: Avustralya ceziresiyle Kanton, Annam ve Siyam memleketleri arasındaki Bahr-ı Muhit'te Filipin, Burneyu, Cava, Sumatra ve mülhakatları olan adalarda ve Malakka şibih ceziresinde yazımız münteşirdir. Çin'e tabi Kaşgar'da ve tekmil Hindistan'da ve Afganistan ile Acemistan'da yazımız yazılmaktadır. Asya-yı kübrada vaki Ufa, Kazan ve Orenburg'da yazımız yazılıyor. Eski ve yeni Avrupa ve Asya-yı Türkî'de türlü yazılarımız istimal ediliyor. Tekmil Ceziretü'l-Arab'la Afrika Müslümanları hatta Suriye ve Mısır'da sakin İslam ve Hıristiyan ahali, bil-cümle bizim yazımızı kullanıyorlar. Afrika'nın münteha-yı cenubisindeki Ümid Burnu'nda yine bizim yazı münteşirdir. Afrika'da Somali kıtasında ve Habeşistan'da ve Mombasa ve Zencibar'da yazılarımız münteşirdir.
Sayfa 59 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
146 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.