İhtiyacımız olan, ihtiyacımız olan şey ...konuşmak, diye
düşündü. Birbirimizin gözlerinin içine bakıp şunu söylemek:
Yürümüyor. Hiçbir şey, romantizm ya da tutku ya da görkemli
planlar. Hepsi boşa çıkıyordu ve suçlanacak hiç kimse yoktu. Bu
böyleydi, o kadar.
Fakat tabii ki bunu asla yapmayacaklardı. Başarısızlığın özü de
buydu, daha derin ihtiyaçlarından nadiren konuşmaları ve her zaman
aralarında duran o eksiklik hissinin lafını açmamaları.
Linda anlamsız ve soğan doğramaktan yaşarmış gözyaşını elinin
tersiyle sildi. "Beni duydun mu, Jeff?" "Evet. Seni duydum."
"İhtiyacımız olan şey şey," dedi, Jeff e dönüp ama doğrudan ona
bakmayarak, "yeni bir duş perdesi."
Büyük olasılıkla Jeff ölmeye başlamadan önce telefonda ifade
edeceği ihtiyaç da bunun gibi bir şeydi, "...on iki yumurta," diye
bitecekti cümlesi muhtemelen, ya da "...bir kutu kahve filtresi."
Peki Jeff bütün bunları neden düşünüyordu, merak etti.
Ölüyordu, Tanrı aşkına, son düşünceleri daha derin, daha felsefi bir
Şeyler olamaz mıydı? Ya da hayatının önemli noktalarının hızlı
tekrarı ve kırk üç yılın gözden geçirilmesi? İnsanlar boğulurken
böyle olurdu, değil mi?