Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sems

Sems
@Eryo
Kendine okur
Disiplin toplumunun negatifliği deliler ve caniler doğurmuştur. Performans toplumuysa depresif ve mağluplar yaratır.
Reklam
21. yüzyıl toplumu artık bir disiplin toplumu değil, performans toplumudur. Sakinleri de "itaatkar özne" değil, performans öznesidir.
Peter Handke şöyle yazar: “Ben, ötekilerin benim hakkımda bilmediklerinden beslenerek yaşıyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İnsanların güncel hayatlarındaki bedensel ve ruhsal koşulları, potansiyel imkânlarından daha geriyse, orada şiddet vardır.”
Politik birliktelik, güç ve iktidar arzusundan değil, bir yoksunluk duygusundan doğar. İnsan yoksunluk duygusundan kurtulmak için başkalarıyla birlikte yaşamaya karar verir
Reklam
Güvenin azaldığı yerde, doğan boşluğu şiddet doldurur.
Günümüzde yerkürenin bütünü bir panoptikon durumuna doğru gelişme gösteriyor. Panoptikonun dışı diye bir şey mevcut değil. Bir topyekûnlük söz konusu. İçerisini dışarıdan ayıran bir duvar yok. Kendilerini özgürlük alanları olarak sunan Google ve sosyal ağlar panoptik biçimlere bürünüyorlar. Bugün gözetleme, genelde sanıldığı şekliyle özgürlüğe saldırı şeklinde gerçekleşmiyor. İnsanlar kendilerini daha ziyade gönüllü olarak teslim ediyor panoptik bakışa. Kendilerini soyarak ve teşhir ederek dijital panoptikonun oluşuna bilerek katkıda bulunuyorlar. Dijital panoptikondaki mahkûm aynı zamanda hem kurban hem faildir. Özgür-lüğün diyalektiği işte budur. Özgürlüğün kontrol olduğu ortaya çıkıyor.
Günümüz dünyası eylem ve duyguların temsil edildiği ve yorumlandığı bir tiyatro değil, mahremiyetlerin sergilendiği, satıldığı ve tüketildiği bir pazardır.
“Müzik” ancak “gözler kapandığında” ortaya çıkar.
Reklam
Her derin ruh bir maskeye ihtiyaç duyar; dahası her derin ruhun etrafında sürekli olarak bir maske oluşur .
Sergileme zorlaması görünür olanı sömürür. Parlak yüzey kendine has bir şekilde şeffaftır. Kimse onu daha fazla sorgulamaz. Yorumbilgisel derinliği olan bir yapısı yoktur. Face de sergi değerini en yüksek düzeye getirmeye çabalayan şeffaflaşmış yüzdür. Sergileme zorlaması sonuçta bizi yüzümüzden eder. Kendi yüzümüz olmak mümkün değildir artık. Sergi değerinin mutlaklaştırılması kendini görünürlüğün zorbalığı olarak dışa vurur. So-run kendi başına resimlerin sayısındaki artış değil, resim olmak yönündeki ikonik zorlamadır. Her şey görünür olmak zorundadır. Şeffaflık mecburiyeti görünürlüğe tabi olmayan her şeyi şüpheli bulur. Şiddeti buradadır.
Dünyanın kendisi bir sergi salonu haline gelmişse ikamet etmek mümkün olmaktan çıkmıştır. İkamet etmek yerini ilgi sermayesini artırmaya yarayan reklam yapmaya bırakır. İkamet etmek kökeninde “huzurlu olmak, huzura kavuşmak, huzur içinde kalmak” anlamına gelir. Sürekli teşhir etme ve performans gösterme zorlaması bu huzuru tehdit eder.
Teşhircilik toplumunda her özne kendi reklam nesnesidir. Her şey sergi değeriyle ölçülür. Teşhircilik toplumu pornografik bir toplumdur. Her şey dışa çevrilmiş, ifşa edilmiş, çıplaklaştırıl­mış , soyulmuş, ortaya serilmiş durumdadır. Teşhir etmenin aşırılığı her şeyi “tüm sırlarından arınmış olarak derhal tüketilmeye açık” bir meta haline getirir. Kapitalist ekonomi her şeyi sergilenme mecburiyetine tabi kılar.
Şeffaflık ile hakikat özdeş değildir. Hakikat, diğer her şeyi yanlış ilan ederek kendini ortaya koyar ve kabul ettirir.
4.520 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.