Politik birliktelik, güç ve iktidar arzusundan değil, bir
yoksunluk duygusundan doğar. İnsan yoksunluk duygusundan
kurtulmak için başkalarıyla birlikte yaşamaya karar verir
Günümüzde yerkürenin bütünü bir panoptikon durumuna doğru
gelişme gösteriyor. Panoptikonun dışı diye bir şey mevcut değil.
Bir topyekûnlük söz konusu. İçerisini dışarıdan ayıran bir duvar
yok. Kendilerini özgürlük alanları olarak sunan Google ve sosyal
ağlar panoptik biçimlere bürünüyorlar. Bugün gözetleme, genelde sanıldığı şekliyle özgürlüğe saldırı şeklinde gerçekleşmiyor.
İnsanlar kendilerini daha ziyade gönüllü olarak teslim ediyor panoptik bakışa. Kendilerini soyarak ve teşhir ederek dijital panoptikonun oluşuna bilerek katkıda bulunuyorlar. Dijital panoptikondaki mahkûm aynı zamanda hem kurban hem faildir. Özgür-lüğün diyalektiği işte budur. Özgürlüğün kontrol olduğu ortaya çıkıyor.
Günümüz dünyası eylem ve duyguların temsil edildiği ve yorumlandığı bir tiyatro değil, mahremiyetlerin sergilendiği, satıldığı ve tüketildiği
bir pazardır.
Sergileme zorlaması görünür olanı sömürür. Parlak yüzey kendine has bir şekilde şeffaftır. Kimse onu daha fazla sorgulamaz.
Yorumbilgisel derinliği olan bir yapısı yoktur. Face de sergi değerini en yüksek düzeye getirmeye çabalayan şeffaflaşmış yüzdür. Sergileme zorlaması sonuçta bizi yüzümüzden eder. Kendi yüzümüz olmak mümkün değildir artık. Sergi değerinin mutlaklaştırılması kendini görünürlüğün zorbalığı olarak dışa vurur. So-run kendi başına resimlerin sayısındaki artış değil, resim olmak
yönündeki ikonik zorlamadır. Her şey görünür olmak zorundadır.
Şeffaflık mecburiyeti görünürlüğe tabi olmayan her şeyi şüpheli bulur. Şiddeti buradadır.