Görülüyor ki muallim, bizim bütün ruh yapımızın sanatkarıdır. Böyle olunca da ondaki sakatlıkların hepsinden mesuldür. Eger bir cemiyette alşveris pazarlıkla yapılıyorsa çocuklar birbirlerini yumrukluyor, herbiri birer baba olan
büyükler birbirlerinden rüşvet alıyorsa, inananlarn imanına inanmayanlar saldıryor ve inananlar da birbirlerinden intikam alıyorlarsa, eğer fazilet tarih kitaplarıda bir efsane diye okunuyor ve ancak en büyük lokmayı kazanmasını bilen insan yüceltiliyorsa, mazlumları yanıda onlarm
gözyaşlarını kurulayan da bulunmadığı halde zâlimler alkıştan sağırlaşmış hale geliyorlarsa...
Eğer zekâlar, sömürecek malikâne olarak, kalplerden başka saha bulamamışlarsa ve ilim insanlğı bir insan halinde tutup
Kaldıracak yerde dostları birbirlerine düşman yapacak bir karakter kazanmışsa..
Eğer çocuklar, büyüklerden daha kurnaz, yaşlılarsa çocuklardan daha ümitsiz bir hayatın kurbanı haline gelmişlerse...
Orada muallim vazifesini yapmamıştır. Orada muallim yok demektir. Ve o diyarda muallimlik iflas etmiştir.