Martin Eden..
Genç bir adamın yaşama tutunma çabası. Hayallerinden vazgeçmeden kendi yolunda gitmenin hikayesi.
"Aşk uğruna her şey yapılır mı?" sorusuna bağıra çağıra "Yapılmaz!!" diyor Martin Eden. Hayallerden vazgeçilmez mesela.
Martin ünlü bir yazar olmak isteyen, yazdıkça huzur bulan, yazmakla kendine ulaşan genç bir delikanlı. Ruth adında burjuva bir kıza aşık olur. Aşkının elbet ölçüsü yoktur, ta ki Ruth beş kuruş kazanamadığı yazarlık işini bırakmasını isteyene kadar..
Ruth onun yazılarını ve yazmaya olan tutkusunu küçümserken Martin asla vazgeçmez yazmaktan. Bilir çünkü peşi bırakılmayan hayallerin gerçekleşeceğini. Ancak Ruth'un sabrı yoktur zira o burjuva ailesi, saçma sapan yazılarla aç karnını bile doyuramayan bir adamla evlenmesine razı değildir. Martin'in yazma tutkusundan asla vazgeçmediğini gören Ruth adeta "Ya ben ya yazarlık" der Martin'e. Martin'in cevabıysa ezelden bellidir. Zira yazmaktan vazgeçmek kendinden vazgeçmektir. Martin aşkından vazgeçer, kendini odasına kapatır, günlerce gecelerce yazdıkça yazar. Ve nihayet istediği üne kavuşur. Peki büyük bir üne kavuşmuş ve artık koca bir serveti olan Martin'e karşı Ruth'ın tavrı nasıl olur sizce? Tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Kitabın sonu hiç beklediğim gibi değildi. Çok büyük bir şaşkınlık yaşadım sonunda. Ahh Martin...
