Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet yılmaz

Mehmet yılmaz
@Essence
Göçebe
18 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
Özgürüm: Hiçbir yaşama nedeni kalmadı artık bana; denediğim bütün nedenler beni bıraktı; başkalarını da tasarlayamıyordum.
Reklam
Birden, insanın her zaman kaybettiğini öğrendim. Kazanacaklarına inanan yalnız kodoşlardır.
Biliyorum. Bana tutku verecek herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı biliyorum. Birini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurum üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oysa, var olmaya devam etmemiz için hiçbir, ama hiçbir sebep yok.
Kendi kendini aldatmak gerçekten kaçınılmaz bir şey mi?
Reklam
kendi geçmişimi elimde tutamamış olan ben, bir başkasının geçmişini kurtarabileceğimi nasıl umabilirim?
Yoksa sadece bir dış görünüşmüydüm ben?
Bizi birbirimizden ayıran gerçeği kavradım birden : Onun üzerine düşünebileceklerim, ona erişmiyordu.
eney satarak geçinenleri bilirim. Hayatlarını sersemlik ve dalgınlık içinde geçirip durmuşlardır. Sabırsızlanıp evlenmişler, rasgele çocuk yapmışlar, öteki insanlarla kahvelerde, evlenme törenlerinde, cenazelerde karşılaşmışlardır. Ara sıra, kargaşaya kapılıp başlarına ne geldiğini anlamadan debelenip durmuşlardır. Çevrelerinde olup biten her şey, onların görüş alanının dışında başlamış ve sona ermiştir. Upuzun kara biçimler, uzaklardan gelen olaylar yanlarından geçip gitmiş, onlara bakmak istedikleri an, her şey çoktan sona ermiştir. Kırk yaşına gelince o minicik inatçılıklarını ve birkaç atasözünü deney diye adlandırmışlardır. Para atılınca bir şeyler veren makinelere dönmüşlerdir. Sol deliğe bir beşlik atınca, yaldızlı kağıda sarılı kıssalar; sağdakine bir beşlik atınca, dişlere yumuşacak karamelalar gibi yapışan değerli öğütler alırsınız.
Geçmişim, uçsuz bucaksız bir delikten başka şey değil artık.
Reklam
Yirmi yaşındayken kafayı çeker, Descartes gibi bir adam olduğumu ileri sürerdim. Kendimi yücelikle şişirip durduğumu duyardım, ama engel olmazdım buna. Hoşuma giderdi. Ertesi gün, kusmuk dolu bir yatakta uyanmış gibi sıkılırdım. sarhoşken kustuğum olmaz, ama keşke kussam! Dün akşam sarhoş bile değildim. Bir budala gibi çosturmuşum kendimi. Su gibi saydam, soyut düşüncelerle temizlemeliyim benliğimi.
Yaşarken başımızdan hiç bir şey geçmez. Dekorlar değişir, kişiler girer çıkar yalnız. Başlangıçlarda yoktur; günler anlamsız bir biçimde birbirine eklenir durur; sonu gelmez, tekdüze bir ekleniştir bu.
Gizli boyutlardan yoksun oluşumu, varlığımın yalnız vücudum ve ondan kabarcıklar gibi yükselen sudan düşüncelerle sınırlı oluşunu, bugünkü kadar kuvvetle duyumsamamıştım hiç. Anılarımı şimdiden türetiyorum. Şimdinin içine fırlatılmış, orada bırakılmışım. Geçmişime yeniden dönmek istiyorum, ama tutsaklığımdan kurtulamıyorum.
bu acıklı yalnızlıklar bomboş bir katışıksızlık başka bir şey vermez bana.
Benim bildiğim, nesnelerin insanlara dokunmaması gerekir
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.