Bana dayanılamayacak kadar ağır gelen, sadece burada bulmasıydı. Bir an önce ondan kurtulmak istiyordum. Sükunete kavuşmayı, yer altımla baş başa kalmayı istiyordum. Alışamadığım canlı hayat, beni öyle bir sıkıştırmıştı ki soluğum kesilecek gibi oluyordu.
İlkin sevmek elimden gelmezdi, çünkü bence sevmek, manevi üstünlük kurmak, zorbalık etmek anlamına gelir. Ömrüm boyunca başka türlü düşünmedim; hatta şimdi bile bazen sevginin sevdiğimizin bize gönül rızası ile bağışladığı, kendine zorbalık etme hakkından ibaret olduğunu düşünüyorum.
Miskin kocakarılar gibi, karşında göz yaşlarımı tutamayışım yüzünden de affetmeyeceğim seni! Şu anda itiraf ettiklerim yüzünden de seni affetmeyeceğim! Evet sen, yalnız sen, bütün bunların hesabını vereceksin, çünkü karşıma sen çıktın, çünkü ben alacağın biriyim, yeryüzündeki solucanların en iğrenci, en gülüncü, en miskini, en ahmağı, en kıskancıyım; gerçi diğerlerinin de benden daha iyi tarafları yok ama gene de hiçbir şeyden utanmıyor şeytan alasıcalar!
Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umurumda olmayacağını, ama cayimdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım. Bunu biliyor muydun? İşte ben böyle namussuz, alçak, bencil, tembelin biriyim.
Ölürken artık işe yaramaz hale geldiğini için hepsi senden uzaklaşır, sana sırt çevirir. Hatta boşuna yer tuttuğun, bir an önce ölmediğin için sitem bile ederler. Susadığın zaman suyunu bile küfürle getirirler.