Hayat ne kadar da hayret verici şeylerle doluymuş. Birkaç gün önce yanımda biri ağlasa, mutluluk gözyaşları döküyor sanardım. Bugün, duyduğum kahkahalar bile kulağıma yasmış gibi geliyor! Birkaç gün önce, gamlı bulutlarda şimşek çaktıkça biri gülüyor gibi görünürdü bana. Bugün ise yeni açmış güllerde çiğ görsem, birinin gözyaşı dökülmüş sanıyorum. Birkaç gün önce yüzüm gülüyordu, sanki her şey benimle beraber gülüyordu. Bugün ağlıyor, sanki her şey gönlümle beraber ağlıyor! Yine sabah oldu, yine gözüme bir dakika uyku girmedi...
Kibirle gurur, çok zaman aynı anlamda kullanılmalarına karşın aslında ayrı ayrı şeylerdir. Bir insan kibirli olmadan da gururlu olabilir. Gurur daha çok bizim kendi kendimizi değerlendirmemizle ilgilidir; kibirse başkalarına kendimizi ne şekilde satmak istediğimizle.
Benim yaşamım onda odaklaşır. Yeryüzünde her şey yok olsa da yalnız o kalsa, ben var olmakta devam ederim; başka her şey yerinde dursa da yalnız o yok olsa, evren bana tümüyle yabancılaşır. Ben artık bu evrenin bir parçası değilmişim gibi olur.
Romeo
Aşk, acı ile yükselen bulutlar gibi...
Aşk, bu dumandan arındığı zaman âşıkların gözünde parlayan bir ateş olur.
Âşıklar birbirlerine darıldıkları zamansa âşıkların gözyaşıyla beslenen bir deniz olur.
Aşk başka nedir ?
Gizli bir çılgınlıktır.
Cinnet anıdır. Boğucu bir asit, kurtarıcı bir tatlılıktır.