"sana, beni asla tanımamış olan sana."
Kitap ismini veya özel bilgilerini vermeyen bir kadının bir yazar olan Bay R. için yazdığı mektubu içeriyor. İlk okuyuşta Zweig'in kitabında umutsuz bir aşık olan kadının bütün duygularını aşırı gerçekçi ve mükemmel bir şekilde tasvir edebilmesi hayran olunmayacak gibi değil. Baştan sona büyük bir platonik aşkı ve bu büyük aşkı tek başına yaşayan bir kadının dramını okuyoruz. Çocuğu yeni ölmüş ve bunun hakkında Bay R. ye dert yanıyor ancak asla ona kızmıyor, çocuğuna neden sahip çıkmadığı konusunda hesap sormuyor. Bu kısım beni biraz düşündürdü çünkü böylesine büyük bir aşkın nasıl bu denli saklanabileceğini anlayamadım. Kadın içinde yaşadığı bu aşkı şu sözlerle bizlere yansıtıyor; "Hayata devam etmek zorunda kalırsam eğer, o zaman bu mektubu yırtacağım ve hep sustuğum gibi, bundan sonra da susmayı sürdüreceğim. Fakat mektubum ellerinde ise eğer, o zaman bil ki, burada artık ölmüş olan biri sana hayatını, ilk dakikasından son nefesine kadar hep senin olmuş olan hayatını anlatmaktadır."
Bilinmeyen kadın oldukça güzel ve ilgi çekici olmasına rağmen Bay R. tarafından asla gerçek anlamda bir sevgi görmemesi bizlere kadının bu adama olan zaafı sebebiyle her daim ulaşılabilir olmasının insanlardaki kolay elde edilenin yeteri kadar değer görmediği olgusunu yansıtıyor.
Oldukça kısa ve sürükleyici olan bu kitap bana yazılan bu mektubun aslında Zweig'e yazılmış olabileceği fikrini düşündürmedi değil. Okuyacak olan herkese tavsiye ederim.
Keyifli Okumalar!