Fatoş Yücel Güçlü

Fatoş Yücel Güçlü
@FatosYucel
528 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 19 days
Günümüz yazarından, kendi dilimizde ve zamanımıza dair bir kitap, oldukça iyi hissettirdi diyebilirim. Kırklı yaşlarındaki bekâr bir kadının, bir arkadaşının tatile giderken kendisine bıraktığı beş yaşındaki kızıyla geçirdiği beş gününün anlatıldığı kitapta, geniş bir yelpazede bir çok konu ele alınıyor. Kendini, yaşamı, insanları, geçmişini sürekli sorgulayan mutsuz kadın kahramanımız; kapitalist sistem, popüler kültür, kadınlık, sosyalizm, feminizm, erkekler, eşcinsellik gibi bir çok konuda kendi iç dünyasında kendisiyle yaptığı konuşmalar üzerinden açılımlar yapıyor. Bu konulara yeni bir gözle bakmamızı sağlayan monologları son derece zenginleştirici buldum. Sosyal medyada iç konuşmaları sıkıcı bulduğunu söyleyen okuyucular çoğunlukta idi ama pisikolojik açılımları sevenler için ideal bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Son derece sağlam bir mantıkla ele alınan konular zaman zaman nasıl böyle doğru tespitler yapılabilir diye okuyanı şaşırtıyor.
Yüksek Topuklar
Yüksek TopuklarMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 20173,020 okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Muazzez İlmiye Çığ’ı birçoğumuz sümerelog olarak biliyor. Bu kitabında ve dahi bir çok kitabında onun farklı bir yönünü daha görüyoruz. Duyarlı bir vatandaş olarak memlekette rahatsızlık duyduğu durumlarda, ilgili kişilere yazdığı mektuplar ve Atatürk Devrimleri, kadınlar,din gibi birçok önemli konuda, en sıradan vatandaşın bile anlayacağı biçimde yazdığı bilgilendirici, aydınlatıcı içeriklere sahip yazıları. Atatürk, okuduğu Fransızca bir kitapta, Sümerlilerin Orta Asya’dan gelmiş olabilceklerini, dillerinin Türk diline benzediğini okumuş. (s/239) Bu bilgiden sonra Türklerle bağlantılarının olup olmadığının ispatlanmasını istemiş. Bu konuyu biliyordum ama bunun ispatlandığı takdirde tarihin Türklerle başlamış olacağını bilmiyordum mesela. Çok şaşırdım öğrenince. Ne kadim bir milletiz de bizi ne hallere düşürmeye çalışıyorlar diye daha da üzüldüm. İktid.rla ilgili cesur yorumları insanı oldukça şaşırtıyor. Bu kitabın piyasada olmasına izin vermeleri de ilginç. Hoş, okuyan bunları zaten biliyor, okumayanların sayısı hem fazla hem de bu tür konular ilgi alanlarına girmiyor. En zor konuları bile halkın sıkılmadan anlayabileceği şekilde yazan Muazzez İlmiye’nin tüm kitaplarını sırayla okumak vatansever her kişinin görevi olmalı. Ondan öğreneceğimiz çok şey var.
Uyanın Artık!
Uyanın Artık!Muazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 201487 okunma
472 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
Yardımcısı Proust'u anlatıyor
Birçok sanatçının hayatını okumuşluğum vardır amma Proust kadar ilgincini okumamıştım desem abartmış sayılmam. Taşradan, evlenerek Paris’e yerleşen Celeste, kocası işte olduğu için günlerini sıkılarak geçiriyor. Proust’un şoförü olan eşi Odilon vesilesiyle Proust'un bir takım işlerini yapmaya başlıyor. Büyük kişiliğinden öylesine etkileniyor ki kendi hayatını bir kenara bırakıp, ömrünün sonuna kadar her işini gören yardımcısı oluyor. Proust’un ‘Kayıp Zamanın İzinde’ serisi, dünyanın okuması en zor kitaplarından biri olarak kabul ediliyor. Yardımcısı Celeste’nin anlattıkları sayesinde bu kitabı nasıl yazdığına ve nasıl bir insan olduğuna yakından tanık oluyoruz. Astım hastası olduğu için bunun olumsuz etkilerini ömrünce çeken Proust, yediği yemekler rahatsızlığını tetiklemesin ve yazarken ağırlık yapmasın diye adeta aç yaşıyor. Kahvesi vazgeçilmezi. Yanında da kruvasan yemeyi tercih ediyor. Başka bir şey yemiyor denilebilir. Kitabının özünü geçmişi oluşturuyor. Adeta eserini yazmak için yaşıyor. Ömrünü yattığı yerden kitabını yazarak geçiriyor. Bunun için kendini tüketiyor. Yaşadığı neredeyse herşeyi kitabında kullanabilecekse deneyimliyor. Başka türlüsü ona boşuna vakit kaybı geliyor. Son derece titiz, ince, dediğim dedik, ömründe paltosunu bile kendisi giymemiş bir insan. Yardımcısı işte böyle bir yazarla sekiz sene geçiriyor. Her işine koşuyor. Onunla bir bütün olarak annesinden sonra en yakını oluyor. Elli sene sonra bu kitabın yazılmasına ise Proust'la ilgili yalnışlara dur demek için vesile oluyor.
Monsieur Proust
Monsieur ProustCeleste Albaret · Opera Kitap · 2022157 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
504 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 23 days
Stefan Zweig’i ilk olarak ‘Korku’ isimli kitabıyla tanımıştım. Konusu oldukça ilginçti. İnsan psikolojisi de çok iyi ele alınmıştı. Merak edip araştırınca, kitapları çok satan bir yazar olduğunu gördüm. Bir çoğunu da okudum. Ama asıl biyografi kitaplarını keşfettiğimde yazarın gerçek değerini anlayabildim diyebilirim. ‘Dünün Dünyası’ kitabında
Dünün Dünyası
Dünün DünyasıStefan Zweig · Can Yayınları · 20192,128 okunma
64 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Gorki, Tolstoy’a dair anılarını ve gözlemlerini anlatmış bu kısa kitapta. Gorki’nin anlattığı çok önemli şeyler var Tolstoy’a dair. Benim en fazla dikkatimi çekense, doğallığa ve gerçeğe dair düşündükleriydi. Öyle ki herkesçe büyük kabul edilen bir sanatçının yapay bir duyguyla ürettiğini değil, bir köylünün içinden geldiğince ortaya çıkardığı bir türküyü yeğ tutuyor. Bu bağlamda, hiç bir şeyden etkilenmeden, kendi bildiği doğrultuda yazmayı salık veriyor Gorki’ye. Gerçekleri, kime dair olursa olsun sakınmadan dile getiriyor sivri bir dille. Koskoca felsefeci Spinoza’nın, dünyayı etkileyen büyük düşüncelerine rağmen, kadınlar konusunda yaya kaldığını öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Aynı şekilde Tolstoy’un da kadınlara dair düşünceleri, Gorki’nin tabiriyle ‘bir Rus köylüsünün kabalığı’nda. Gorki, dünyanın kabul ettiği bir yazarı şöyle büyük, böyle büyük diye değil tüm insani yönlerini ele alarak anlatmış.
Tolstoy'dan Anılar
Tolstoy'dan AnılarMaksim Gorki · Yapı Kredi Yayınları · 2018821 okunma
Reklam
472 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 days
Daha çok Selim ileri okuyalım
Ayşe Sarısayın ve Selim İleri; 'O Aşk Dinmedi' kitabında, İleri'nin yazmış olduğu kitapları birlikte değerlendiriyorlar. Bir nevi, nehir söyleşi. Sarısayın soruyor, İleri cevaplıyor Bu değerlendirmelerde, kırılgan, melankolik, hüzünlü bir yapıya sahip olan Selim İleri'yi görüyoruz sık sık. Hep kendi peşinde dolaşmış ve gençlik hırslarını, hırçınlıklarını gitgide törpülerken, yaşlılığın ve yalnızlığın girdabına kapılmış. Bağlandığı şeylere sarılarak, onlardan hem bir sanat yaratmış hem de hayata tutunmuş. Kendine, yeterince ilgi görmemiş, unutulmuş sanatçıları yeniden gündeme getirmek gibi bir misyon edinen Selim İleri, Aziz Nesin'in Okuma Güncesi kitabında beğenmedim diye burun kıvırdığı bir çok kişiye de gönülden bağlanmış, sanatları bir ömür boyu klavuzu olmuş. Büyük duygulanımlar yaşamış onlar vesilesiyle. Ezilenlerin, yükselip de düşenlerin, kendi tabiriyle ‘hayat mağlupları’nın sesi olmuş. Yozlaşan yeni zamanları, eskinin güzelliklerini şimdide yaşatarak hafifletmeye çalışmış. Bir insan, bir yazar düşünün ki okuduğu kitaplar, yaşam sebebi olmuş. Hayatı onlarla tamamlanmış. Sevdiği bir karakter, yaşayan biri gibi, yanıbaşında nefes almış. Kimi satırlar, kimi yazarlar, sanatçılar klavuzu, bitmeyen hayranlık ve sevgi vesilesi olmuşlar. İnsanın bilinç altındaki dünyaya yaptığı derin yolculuklarla bizlere ayna tutan Selim İleri’nin daha fazla okunabilmesi umuduyla..
O Aşk Dinmedi
O Aşk DinmediSelim İleri · Everest Yayınları · 201712 okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
İçinde bulunduğu kötü koşullardan kurtulup, daha iyi bir hayat yaşama arzusuyla bol bol okuyarak kendini yetiştirmeye çalışan Jude, yanlış bir evlilikle düşüncelerinin yönünü değiştirmek zorunda kalıyor. Karısı ile yolları ayrılınca da akrabası olan başka bir kadına âşık oluyor. Bu aşk etrafında insanların, yaradılışlarından gelen dürtüleriyle, uymaya mecbur bırakıldıkları toplumsal kurallar arasında kalışları, evlilik ve din üzerinden sorgulanıyor. Jude ve aşık olduğu kadın, kendi istedikleri gibi yaşamayı tercih ediyorlarsa da incelikli kişiliklerinden dolayı çok zor bir hayat sürmek mecburiyetinde bırakılıyorlar. Romanın ana konusu; Jude'un sevdiği kadının çelişkilerle dolu kişiliği sebebiyle, üç erkeğin ve kendi hayatının mahvedilişi olarak özetlenebilir. Çok okuduğu için yüksek bilinç geliştirmiş bu kadın, kendisine öğretilenlerle, keşfettiği gerçekler arasında bir denge kurmayı başaramıyor. Duyarlı insanların, toplum kuralları ve kendi istekleri arasında savrulup yok oluşlarını okuyoruz. Bildiğimiz klasiklerin aksine, son derece zevkle okunabilen bir kitaptı. Çok sevgili kitap yorumcusu Begüm Çakır sayesinde haberim olan bu kitabı, herkesin okumasını tavsiye ederim.
Adsız Sansız Bir Jude
Adsız Sansız Bir JudeThomas Hardy · İletişim Yayınevi · 20141,147 okunma
704 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Ne zaman bir Aziz Nesin kitabı okumaya karar versem, birçok yeni bilgi öğreneceğim diye sevinirim. Okuduğu kitaplarla ilgili düşüncelerinden oluşan ‘Okuma Güncesi’ isimli bu eseri aracılığıyla, listeme bir sürü kitap ekleyebileceğimi düşünmüştüm. Fakat hiç de tahmin ettiğim gibi bir neticeye ulaşamadım. Okunacak kitap ismi çıkaramadiysam da gene
Okuma Güncesi
Okuma GüncesiAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 201457 okunma
626 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Son zamanlarda böyle güzel bir kitap okumamıştım. Bir klasik olmasına rağmen müthiş sürükleyici, merak uyandırıcı, keyifli ve romantikti ‘Jane Eyre’. Kitabın ana konusu aşk üzerine kurulmuş. Aşk hikâyeleri okumak pek cazip değildir benim için. Fakat Jane Eyre bir aşk hikâyesi olduğu kadar, bir kadın yazar tarafından yazılmış müthiş bir kadının da hikâyesiydi. Kimsesiz olduğu için bakımını üstlenen yengesi tarafından dışlanan, yatılı okulda okuyup kendini yetiştirerek öğretmen olan Eyre’nin başından geçenlerin ilginçliği kadar, İngiltere’nin geri kalmış bir döneminde bir kadının kişiliğini ortaya koyuşu da oldukça etkileyiciydi. İdealist bir kadının kendi ağzından yaşadıklarını okumak her ne kadar Yeşilçam filmlerini aratmayan bir havada geçiyorsa da okunmaya değer ve çok hoş bir tat bırakıyor insanda. En önemli özelliği ise kitapta yaşananları siz de yaşıyorsunuz. Bu tatlı hikâyeyi okumanız tavsiye olunur.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031.4k okunma
235 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Dünya çapında çok büyük bir sanatçımızın, alfabetik sıraya göre hayatında yeralan detaylardan yola çıkılarak hazırlanmış yaşamıydı okuduğum. Resim ve fotoğraflarla zenginleştirilmiş kitap, bütünlüklü bir içeriğe sahip bu özelliğiyle. Çok çok beğenerek okuduğumu söyleyebilirim. Öncelikli uğraşı resim olmasına rağmen, karikatür, seramik, hat, heykel, belgesel, edebiyat vb. bir çok dalda da sanatını konuşturan Abidin Dino, ilkokul diploması bile olmayan ama entelektüel birikimiyle parmak ısırtacak cinsten bir sanatçımız. Büyük ruhlar, hangi koşullarda olurlarsa olsunlar, kendilerini gerçekleştirmek, istekleri hayatı yaşamak için her şeyi göze alabilen insanlardır. Abidin Dino'da onlardan biri. Bu büyük sanatçılar toplumun dayatmalarına rağmen, yaşama temas etmelerinin önünde hiç bir engel tanımazlar. Eserleri de yaşamla birebir bu temasın yansımalarından ortaya çıkar. En tanınmışları Picasso, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Orhan Kemal olmak üzere, birçok önemli kişiyle dostlukları olan Dino, oldukça üretken, dünya vatandaşı olmasına rağmen köklerini yaşamında da sanatında da koruyan saygın, seçkin bir isim. Nazım Hikmet'in o meşhur 'Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?' dediği kişi, Abidin Dino'dur.
A'dan Z'ye Abidin Dino
A'dan Z'ye Abidin DinoZeynep Avcı · Yapı Kredi Yayınları · 201818 okunma
Reklam
116 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Maça kızı; ilginç, merak uyandırıcı, oldukça yalın biçimde kaleme alınmış öykülerden oluşuyor. Birbirinden farklı olaylardan oluşmasına rağmen, yedi öykünün hepsi aynı mantıkla yazılmış, sonları aynı şekilde sonuca bağlanıp bitirilmiş. Bundan 200 sene önce kaleme alınmış öyküler dünya klasiği olup bugüne ulaşmışlar ama benim klasiğim olmayı başaramadılar. Olumsuz bir etki yaratmak için söylemiyorum. Sıradan bir okur olarak üzerimde derin etki bırakmadığını anlatmaya çalışıyorum. Zamanımıza kadar ulaşmışsa mutlaka içinde barındırdığı özellikleri vardır fakat ben bu bağlamda değil kendi zevklerim yönünde okuduğumdan gerçek değerini keşfedemedim diyelim.
Maça Kızı ve Diğer Öyküler
Maça Kızı ve Diğer ÖykülerAleksandr Puşkin · Epsilon Yayınları · 20051,340 okunma
250 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Çok değerli insanlarımızı anlatmış bu kitapta Haldun Taner. Halide Edip'ten Latife Hanım'a, Orhan Kemal'den Tahir Kemal'e. Bir şekilde yolunun kesiştiği bu insanları dikkatle gözlemleyip her yönleriyle yansıtmaya çalışmış. Bu anlatımlarda en dikkat çeken taraf, onları oldukları gibi anlamaya çalışmak olmuş. Biz sıradan insanlar gibi kimseyi belli bir kalıba sokmaya yeltenmemiş. Büyük bir çoğunlugun erkek olduğu kişiler içinde en çok dikkatimi çeken Halide Edip oldu. Herkese sözünü geçirmek isteyen Halide Edip, bir tek Atatürk'te başarılı olamıyor. Gerisini Haldun Taner'in anlatımlarında okumak gerek. Çok ilginçti doğrusu.
Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil
Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi DeğilHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2019161 okunma
90 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 hours
Böyle bir kitap ömrümde görmedim
Böylesine entipüften bir kitap hiç okumamıştım desem abartmış olmam. Müzikle ilgilendiğim için bu tür kitapları zaman zaman listeme dahil ederim. Necdet Yaşar gibi büyük bir tambur sanatçısının anılarını okumanın zevkli olacağını düşünmüştüm. Kargo paketini açtığımda görüntüsünden hayal kırıklığı yaşadım bir kere. Pek cılızdı. İpinceydi. 'Büyük bir sanatçı bir kaç sayfaya nasıl sığdırılmış?' diye geçirdim içimden. Okuduğumda ise hayal kırıklığım daha da arttı. Yazar, çokça kendini anlatmış. Tamburi Necdet Yaşar'ı ara ki bulasın. O kadar basit, özetin özeti bir anlatım tercih edilmiş ki bu kitaba harcanan zamana, kağıda, paraya acıdım doğrusu.
Necdet Yaşar'la 60 Yıl
Necdet Yaşar'la 60 YılFırat Kızıltuğ · Akıl Fikir Yayınları · 20211 okunma
230 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Selim İleri'nin hüznü vardı satır aralarında..
Bu kitap hakkında söylenecek öyle çok ve müthiş şeyler var ki. Şöyle sıralamak istiyorum onları; Başlarda kitabı, anlatıcı ile Şefkati isimli kişilerin mektuplaşmalarından oluşuyor zannediyoruz. Ta ki kitabın ortalarına dek. Sonra anlıyoruz ki anlatıcı aslında kendisiyle yazışıyormuş. Kendisinden başka kimsesi olmayan birinin, kendisiyle
Beklenen Sevgili
Beklenen SevgiliSelim İleri · Everest Yayınları · 2018123 okunma
500 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Adnan Cemgil’in mükemmel çevirisiyle, Nobel ödülü almış muhteşem bir klâsik okudum. Klâsikleri zaman zaman okurum ama gerek çeviriden olsun, gerek yazarın tarzından olsun her zaman keyif aldığımı söyleyemem. ‘Jean-Christophe’ kitabı ise her yönüyle bir edebiyat şahaseriydi diyebilirim. İlk nehir roman olma özelliğini bünyesinde barındıran bu kitap, Beethoven’in hayatından yola çıkarak yazılmış. Bir sanatçının nehir gibi, doğumundan itibaren nasıl oluştuğunu, nasıl yatağında aktığını ve denize kavuştuğunu anlatıyor. Okuduğum birinci cildiydi. Toplam üç ciltten oluşuyor. Büyük bir ruhun, bütün toplumu karşısına alarak inandıklarını savunmasını, bu yüzden çektiği acıları, yapayalnız kalışını okuyoruz birinci ciltte. Ben hep sorup durdum kitabı okurken kendi kendime; ‘toplumun beğenmediğimiz özelliklerini, böylesi bir hırçınlıkla düzeltmek mümkün mü, ille de insanları karşımıza mı almak gerekiyor?’ diye. Gerçi büyük ruhların bizim gibi herşeye uyum gösterenlerden farkı da bu olsa gerek. Ben acı çekmeyi azaltmak için böyle düşünüyorum ama sanatçılar da bu büyük acılardan besleniyorlar. Hoş büyük acılardan değil en ufak şeylerden dahi, büyük acılar çeken sanatçılar da yok değil. Rengarenk bir çiçek bahçesi gibi. Bu çiçekleri, kitaplar vesilesiyle bizler de koklama zevkine erişebiliyoruz.
Jean-Christophe 1
Jean-Christophe 1Romain Rolland · Yapı Kredi Yayınları · 2018245 okunma
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 hours
Oscar Wilde, eşcinsel olduğu için zor bir hayat yaşamış. Doğumunun üzerinden 168 yıl geçmiş olduğu halde günümüzde de farklı insanlara karşı önyargılarımızda pek ileriye gidememişiz ne yazık ki. ‘Önemsiz Bir Kadın’ kitabında bir erkekle evlenmeden yaşamış, ondan çocuk yapmış bir kadının bütün ömrünce bunun bedelini ödemek zorunda kalışı anlatılıyor. Kitap bir tiyatro oyunu olduğu için, birçok karakter mevcut. Kitabın başında birbirleriyle sohbet eden bu insanların kim olduğunu bir anda kavramak zor oluyor. Hatta yarısından başa dönüp daha iyi anlayabilmek için tekrar okudum. Toplumun üst kesiminden bu insanların konuşmaları birçok şey içeriyor. Ahlak, ikiyüzlülük. İlerledikçe de bir Yeşilçam filmi kıvamında olaylar başlıyor. Yeşilçam filmi tadında da sona eriyor.
Önemsiz Bir Kadın
Önemsiz Bir KadınOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20164,415 okunma
Reklam
97 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Atamızın günlükleri
Kitap, günümüzde Çek Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Karlsbad’da, Atamızın tedavi için gittiği kaplıcalarda yazdığı hatıralarından oluşuyor. Ne için tedavi olduğunu Google’den araştırdım ama herhangi bir bilgiye rastlayamadım. Anılarını altı defter olarak yazmış. Afet İnan’a teslim ettiği defterlerin nedense çok küçük bir bölümü yayınlanmış. Atatürk’ün kaleme aldığı bu kitabın didik didik edilmesi gerekirken, üzerinde yeterince durulmamış olmasını hayretle karşıladım. Sonuçta Büyük Kurtarıcımıza ait o kadar az bilgi varken, neden burada yazdıklarının peşine düşülmemiş? Afet İnan altı defterden neden bu kadarını yayınlamış? Vardır mutlaka sebepleri. Hep görüntü ve fotoğraflarıyla aşina olduğumuz Atamız kanlı canlı karşımızda duruyor. Ne kadar heyecan verici. Bu satırları yazdığında 36-37 yaşlarında olan Atatürk’ün kadınlarla ilgili düşünceleri özellikle önemliydi. Yazdıklarında sürekli okuyup, bildiği dilleri geliştirme, yenilerini öğrenme çabalarını, aynı yerde bulunan yüksek rütbeli askerlerle olan konuşmalarında askeri dehasını, memleket meseleleriyle ilgili düşüncelerini öğreniyoruz. Herkesin bu değerli kitabı okuması dileğiyle..
Karlsbad'da Geçen Günlerim
Karlsbad'da Geçen GünlerimMustafa Kemal Atatürk · Kopernik Kitap · 2018606 okunma
154 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Yakup Kadri'yi çoğumuz 'Yaban' romanıyla biliriz. Doğruları yazmış olsa da orada köylüyü hakir görür ve bu da hepimiz için can sıkıcıdır. Anamın kitabı isimli çocukluk anılarını okuyunca, bunun nedeni daha iyi anlaşılır. Yakup Kadri ve ailesi Mısır'da oldukça zengin bir sınıfa mensupken, Manisa'da çok daha sıradan bir yaşam sürmeye başlarlar. Yaşı çok küçük olmasına rağmen bu durumdan rahatsızlık duyar ve içinde bulunduğu koşulları pek beğenmez. Hatta zengin aileden biriyse de aslen Manisalı babasının yöresel konuşmalarını, tavırlarını da pek beğenmez. Üst tabakadan olmanın özelliklerini taşıyan ince düşünceli, zarif bir kadın olan annesi İkbal hanıma daha yakın hisseder kendisini. 'Anamın Kitabı' ismini seçmişse de babasını daha çok anlatır anılarında. Farklı sınıftan birinin, Anadolu'ya dair görüşlerini okumak son derece değerliydi. Fakir Baykurt gibi halkın içinde doğup yaşayan yani içerden biri olarak değil, dışarıdan bakan biri olarak yazmış Yakup Kadri. Küçük yaşlarda sınıfından kopup halkın içine dahil olması, birbirinden ayrı iki yaşamla ilgili düşüncelerindeki netliği sekteye uğratmamış.
Anamın Kitabı
Anamın KitabıYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 2012206 okunma
100 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 32 hours
Hikayeler; bir kuş tüyü kadar hafif, sade, sağlam bir Türkçeyle anlatılmış. Hikaye ve şiir okumayı pek tercih etmem ama Sedef Betil adeta preslenmiş roman gibi herseyı sığdırdığı hikayeleriyle gönlümü çeldi. Hikayelerde anlatıcılar hep birinci tekil şahıs. Bazen hepsinin aynı kişi olduğunu sanabiliyor insan. Dört, beş sayfaya çok şey sığdırılmış. Gereksiz hiç bir ayrıntı, betimleme yok. Her tür insanın yaşamından acı detaylar okuyanı ümitsizliğe sürüklemiyor. Duygular da çok sade ve net..
Kısa Karanlıklar
Kısa KaranlıklarSedef Betil · İletişim · 201529 okunma
56 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 hours
Palto’, Gogol’ün çok önemli bir hikayesidir. Can Yayınları, 56 altı sayfalık bir kitap olarak bağımsız şekilde yayınlanmış bu hikayeyi. Maddi gücü oldukça kısıtlı olan bir memurun, Rusya’nın dondurucu soğuklarından artık kendisini koruyamayan eski paltosunu yenilerken çektiği eziyetleri ve kısa süre içerisinde de çalınmasını anlatıyor kitap özetle. Bu bağlamda da yoksul insanı. Yoksulların yaşamda olmayışları, kendilerini onlardan üstün gören ahmakların zaman zaman da olsa çektiği vicdan azapları da anlatılmış. Bu konuda söylenecek çok şey var ama en güzeli bunları Gogol’ün kaleminden okumak. Dilinin ve çevirisinin de son derece akıcı olduğunu söylemekte fayda var.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037.1k okunma
240 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Kapı’ kitabı, bir yazar olan anlatıcının ve ev işlerinde ona yardımcılık eden, yaşlı kadın Emerenc ile aralarındaki ilişkiyi eksen alıyor. Yazar, kişiliğini çözmeye çalıştığı yardımcısının, hayatındaki sırları yavaş yavaş öğreniyor, okuyucuya da o şekilde aktarıyor. Son derece kötü bir hayat serüveni olan Emerenc, yaşadıklarından yola çıkarak oluşturduğu kişiliğini, kitap boyunca gözler önüne seriyor. İnandıklarını, itici olmayı göze alarak sonuna kadar savunan, asla ve asla kimseye minnet etmeyen, oldukça iyiliksever ama bunu sert yapısından taviz vermeden gerçekleştiren bir kişi görüyoruz satır aralarında. Ancak tanıdıkça ve anlayarak yaklaştıkça sevdiği bu kadınla, oldukça derin bir ilişki kuruyor, yazar. Tamamlayıcı olur düşüncesiyle, filmini de seyredeyim istedim fakat kitapla pek sağlam bir ilişkisi bulunmadığından, yirminci dakikadan sonra izlemeyi bıraktım. Kitaptan bağımsız seyretmek sanırım en doğrusu. Macar edebiyatının bu güzel eserini okumanızı tavsiye ediyorum.
Kapı
KapıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20211,253 okunma
76 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
‘Alacaceren’ ikinci defa okuduğum bir kitap. Nezihe Meriç’in dili biraz çetrefillidir. Ama bu romanında son derece sade bir dil kullanmış. Bir çocuk kitabı olarak yola çıkmış, çeşitli sebeplerle bir türlü bitirememiş. Sade dili, çocuk kitabı olmasından kaynaklanıyor sanırım. Gelebildiği noktaya kadar olan halini yayınlamakla da pek iyi yapmış. İsmi bile ne hoş, ‘Alacaceren’. İki küçük kız kardeşin, hayatla uyum sağlayamamış babaları ile gözü yükseklerde olan annelerinin onları terketmeleri ve dedeleri tarafından sahiplenişleri anlatılıyor öz olarak. Hayatını okumuş biri olarak, yarattığı kahramanlara yüklediği duyguları, kendinden yola çıkarak oluşturduğuna tanık oldum sıkça Nezihe Meriç’in. Ortada zor bir durum olmasına rağmen, hüzün bile oldukça nahif anlatılıyor yasa boğmuyor insanı. Öyle hoş ve zarif duygular mevcut ki. Sevinç de kederin içinden eksik olmuyor. Kendilerini terkeden anababalarının açtığı boşluğu, dedeleriyle fazlasıyla dolduruyorlar iki kız kardeş. 78 sayfalık bu sıcacık öykünün okunmasını, Nezihe Meriç’le sarmaş dolaş olunmasını tavsiye ediyorum. Ayrıca, Nezihe Meriç’in virgül işaretlerini kullanışı oldukça farklı. Buna dikkat ederek okunduğunda daha fazla zevk veriyor yazılanlar. Ayrıca belirtmek isterim.
Nezihe Meriç
Nezihe Meriç
Alacaceren
Alacaceren
Alacaceren
AlacacerenNezihe Meriç · Yapı Kredi · 2003185 okunma
Reklam
320 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Bu kitabı, Goethe hayranı olduğum için değil Hasan Ali Yücel yazdığı için okudum. Büyük bir dehayı bir Türk yazarının satırlarıyla tanımak istedim. Tam bir hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Kötü bir çeviri okur gibi hissettim kendimi. Ne bir deha gördüm ne de kendi dilimle okumanın zevkini buldum. Bu benim kişisel yorumum elbette. Büyük insan Hasan Ali Yücel ve Goethe benim birkaç satırımla değerini yitirecek değiller.
Goethe Bir Dehanın Romanı
Goethe Bir Dehanın RomanıHasan Ali Yücel · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018168 okunma
295 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Büyük bir kısmı, insanın iç konuşmalarından oluşuyor ‘Baharla Gelen’ kitabının. Sürekli karamsarlık, karmaşa, hayatın ne olduğunu sorgulama gibi bıçak sırtı konularda dolaşmasına rağmen, sıkıntılı bir okuma süreci yaşatmıyor bu tarzı sevenlere. Yine, değeri yeterince bilinmeyen bir yazarımızla karşılaştım. Herkes aynı kitapları okumaya yönelmiş olduğu için, çoğu yazarımız da arka planda kalıyor. Herkes okuma skalasını daha fazla çeşitlendirmeli diye düşünüyorum. Kitaba gelince; Roman kahramanı Reha’nın askere gitmeden önceki yaşantısıyla, askerlik yaptığı zamanlar arasında sürekli gelip gidilerek yazılmış. Doğunun küçük bir kentinde de büyük bir şehirde de değişmeyen bunalımlı iç dünyası, çelişkiler, akıcı bir şekilde dile getirilmiş. İnsan nasıl oluyor da bu kadar detaylı bir şekilde kendini didik didik edebiliyor diye şaşkınlığa kapıldım sık sık. Aslında kendimize temas ettiğimiz yerlerde bizler de birer Reha’yız. Fakat en azından -kendi adıma söyleyeyim- sürekli sorgulamalarla hayat tahammül edilebilir olmaktan çıkacağından, bir şeylerle oyalanmaya çalışıyoruz Reha’dan farklı olarak.
Baharla Gelen
Baharla GelenErhan Bener · Everest Yayınları · 201751 okunma
416 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Peyami Safa’yı pek çoğumuz ‘Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’ kitabıyla biliyoruz. ‘Yalnızız’ romanı nasıl olup da bu denli arka planda kalmış şaşırdım doğrusu. İsminden ve hakkında yazılanlardan, kitabın kasvetli bir içeriğe sahip olduğu kanaati doğmuştu içimde. Biraz isteksiz yaklaştım bu yüzden. Okumaya başlayınca, sıradan gibi görünen bir olay
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921.8k okunma
224 syf.
·
Not rated
Detaylarından, ilk sayfalardan itibaren bunaldığım bir kitabı kenara bırakıp, daha önce keyif aldığım, Nezihe Meriç’in anılarını yazdığı ‘Çavlanın içinde sessizce’ kitabını okuyayım dedim. Çok da iyi etmişim. Yakın zamanda onunla yapılmış söyleşileri okumuştum. Bir yazarın değeri, çok okunması ile ilgili değildir hepimizin bildiği gibi. Nezihe Meriç’de çok okunmaz ve bunu zaman zaman kendi de sorgular. Oldukça titiz çalışarak, çok emek vererek çalıştığı için gönlü daha fazla kıymetinin bilinmesini istemektedir haklı olarak. Reklam, tanıtım peşinde koşmayı da tercih etmez hiçbir zaman ve maalesef belli bir kitleye seslenmekten öteye geçemez. Çavlan; çok akışlı, büyük çağlayan demekmiş. Öncelikle, kitabına verdiği isim çok hoş. Diğer kitaplarında da bu tür kelimeleri oldukça sık kullanmış. Alacaceren, Bozbulanık, Yandırma vb. Dile aşırı özenli oluşu en önemli özelliklerinden biri zaten. Büyük akışın içinde sessizce yol almış kendi deyimiyle. Coşkuyla, sevinçle kimi zaman acıyla, hüzünle. Anılarında, kırıldığı halde karşılık veremediği olaylardan sıkça olarak bahsetmiş. Yazarlardan, sadece yazanlardan. Dostlarından, çocuklardan, edebiyattan, yazmaktan, yaşanan olumlu olumsuz zamanlardan, umuttan, umutsuzluktan. İnsan okurken neşesine de kederine de ortak oluyor. Herkese tavsiyemdir Nezihe Meriç’i okumak.
Çavlanın İçinde Sessizce
Çavlanın İçinde SessizceNezihe Meriç · Yapı Kredi Yayınları · 201933 okunma
548 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
Ömer Seyfettin’i, çocukken okuduğum ‘Kaşağı’ hikayesiyle hatırlarım hep. Olayın gerçek olduğunu zannederek çok etkilenmiştim. Ve O hep, çocukken okuduğum hikayeleriyle sanki bir çocuk yazarı gibi kaldı hafızamda. Çoğumuz için de öyle sanıyorum. Yaşamını okuyunca bambaşka biriyle karşılaştım. Yazar, şair, asker, öğretmen. Kısa hikayeciliğin kurucu ismi, Türkçe’de sadeleşmenin savunucusu, edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından. Ömer Seyfettin, anı defterlerine yazdıklarından yola çıkarak hikayelerini oluştururmuş. Kaşağı hikayesi de yaşamından birçok kesitler barındırıyor bu bağlamda. Çocuk aklıyla gerçek olduğunu sandığım bu hikayenin, aslında öyle olduğunu da öğrenmiş oldum. Kitap, Ömer Seyfettin’in hayatını oldukça detaylı bir şekilde anlatıyor. Çok büyük emeklerle hazırlanmış. Tamamıyla gerçek bilgi, belge ve tanıklardan yararlanılarak yazılmış. Bu kitabı okuyunca, bir sanatçıyı sadece eserleriyle değerlendirmenin eksik kalacağını anladım. Beni en çok şaşırtan şey; bu büyük düşün adamının 36 yaşında öldüğünü öğrenmek oldu. Belki de çoğumuz o yaşlarda kişiliğimizi oturtma çabalarındayken, O, önemli bir edebiyat adamı olarak adını tarih sayfalarına yazdırıp, erkenden ayrılmış aramızdan.
Ömer Seyfettin
Ömer SeyfettinTahir Alangu · Yapı Kredi Yayınları · 202041 okunma
208 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Ateşten Gömlek romanının Kurtuluş Savaşı’mızı anlatan önemli bir eser olduğu söylenir çoğunlukla amma bana göre tam bir aşk romanı. Kurtuluş mücadelemiz arka planda, gölgede kalmış. Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi herşey öyle ulvi bir şekilde anlatılıyor ki gerçeklerle pek de bağlantı kuramadım. Savaşı yaşamış birinin daha gerçekçi olmasını
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202023.6k okunma
Reklam
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Psikiyatrist Yalom, genç yaşlarda okuduğum ve çok sevdiğim yazarlardandır. Onun kitaplarından çok şey öğrendim. 1600 yıllarında yaşamış filozof Spinoza ile Avrupa Yahudilerinin soykırımında kilit rol oynayan Alfred Rosenberg’in hayatlarını bir şekilde birleştirerek anlattığı bu kitabında, çok önemli sorgulamalar yapmamıza vesile oluyor. Alman ırkının saflaştırılarak üstün bir hale getirilmesi için Yahudi halkından bir şekilde kurtulmak gerektiğini savunan Rosenberg’in, Spinoza ile aslında hiçbir bağlantısı yok. Ama yazar birkaç küçük bilgi ile ikisinin hayatlarını birleştiriyor. Psikoterapi deneyimlerinden ve gerçeklerden yola çıkarak kurguladığı romanı, çok derinlikli bilgiler içerdiği halde kolaylıkla okunabiliyor Onların hayatlarını okurken yapılan sorgulamalar, oldukça aydınlatıcı. Spinoza’nın kitaplarındaki düşünceleri kullanıldığı için de son derece gerçekçi.
Spinoza Problemi
Spinoza ProblemiIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20191,835 okunma
222 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Orhan Kemal'in hayatını anlattığı kitaplarına dair..
Orhan Kemal, toplumun bir kenara itilmiş insanlarını anlatır. Babası avukat annesi öğretmen olduğu halde, babasının yaşadığı bazı şeyler yüzünden kendisi de bu insanların içinde ve onlar gibi yaşamak zorunda kalan Orhan Kemal, onları ve kendisini çok iyi gözlemler ve çok iyi yansıtır. Baba Evi ve Avare Yıllar isimli iki kitabının birarada olduğu bu eserlerinde kendi hayatını anlatıyor. Ailesi açken, gençlik heveslerine kapılıp yaptığı yanlışlar karşısında ‘neden böyle düşüncesizce hareket ediyor’ diye kızarken buluyor kendini insan, herkesin geçmişte genç olduğunu unutarak. ‘Annemin hizmetçi takımıyla senli benli oluşuna babam çok kızardı. Hiçbir zaman gelin, kaynana, görümce dırıltılarının eksik olmadığı evimizde, babaannemle halalarım anneme şöyle haykırmışlardır; ‘’Hizmetçi ruhlu kadın, aşağılık kadın, ruhsuz kadın!’’ Halbuki annem… Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi ki…’ (s/22) Kendisi de annesi gibi insanları hiçbir zaman küçük görmemiş, onlarla bütünleşmiş, hayatlarını çok iyi anlamış tüm olumsuzluklara rağmen umutla bitirmiştir hikayelerini.
Baba Evi - Avare Yıllar
Baba Evi - Avare YıllarOrhan Kemal · Everest Yayınevi · 20132,146 okunma