Bazen dört duvardan oluşan bir odaya girerken,sesler yankılanır,odanın bir köşesinde geçmiş belirir ve oraya odaklanıp kalır insan büyük bir çaresizlikle.
Bir insanı nasıl tanıyacağınızı biliyor musunuz ?
Ne okuduğuna bakın,
Ne seyrettiğine bakın,
Duvarlarına ne astığına,
Raflarına ne koyduğuna,
Nasıl konuştuğuna,
Nasıl dinlediğine bakın.
Yapmanız gereken tek şey bakmaktır.
Bunlar size onun ruhunun nerede olduğunu gösterir.
Nedense depresyon durumu, toplumun kadınların nasıl olması gerektiği görüşüne çok daha uygun: Pasif, duyarlı, umutsuz, çaresiz, yaralı, bağımlı, kafası karışık epeyce sıkıcı, yaşamdan beklentileri kısıtlı. Öte yandan mani durumları daha çok erkeklerin alanına giriyor gibi: Tedirgin, ateşli, saldırgan, öfkesi burnunda, enerjik, tehlikeyi göze alabilen, cafcaflı, tafralı, ileri görüşlü, statükoya karşı sabırsız. Bu gibi durumlarda erkeklerin öfkesi ya da sinirli davranışları daha bir hoşgörü ve anlayışla karşılanıyor; liderler, uzun yolcuları huysuz davranmakta daha bir serbestler.
SEVGİLİM OLSUN İSTEMİYORUM
Sevgilim olsun istemiyorum..
Sevdiğim olsun istiyorum..
Hergün "görmek" değil..
Benim olduğunu bilmek istiyorum!
Elini tutmak değil..
Kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum!
İki gün değil ebediyen sürsün istiyorum!
Uğruna ölmek değil...
O'nun için yaşamak istiyorum!
Cemal Süreya