İnsan ancak kaybetmekten korktuğu birine yalan söylermiş fakat kaybetmekten korktuğu kişi olmadığıma emindim. Öyleyse neden bana yalan söylüyordu? Doğrunun dudaklarımdan çıkışını seyredip tek kelime edemiyordu, bu onaylamak mıydı, benim anlamam mı gerekiyordu? Belki de söylese yüzüne tüküreceğimi biliyordu, hiçbir doğru bu kadar aşağılık olamazdı, kendinden utanması iyi bir şeydi, yoksa onun yerine de ben utanmak zorunda kalacaktım.
Arkamı döndüğümde bir daha gözgöze gelmedik, uzun süre her şey yerli yerindeydi, benim içimde bir şeyler hariç.