Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat Yırgan

Fırat Yırgan
@Firatyrgn
Kitap okumadan meydan okuyamazsınız..
22 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Komünizm insanları eşitlik adına köleleştirmişti., Kapitalizm de ekonomik özgürlük adına köleleştiriyor. Dün olduğu gibi bugün de Tanrı mağluplar için bir sığınak, başvurulucak son mercidir.
Reklam
“Ama Hanım, insanlarda boş yere ayaklanmaz ki... Dostoyevski’nin de devrimci bir hareket içinde yer aldığını, kurşuna dizilmesine ramak kaldığını ve yıllarca Sibirya’ da kürek mahkumu olarak yaşadığını unutmayın.
“Yahudiler kitle halinde Filistin’e göç ediyorlar, orada yaşayanları kovup topraklarına yerleşiyorlar, insanlar bir gün içersinde vatansız kalıyor ve yarım yüzyılı aşkın bir süredir mülteci kamplarında yaşıyorlar. Ama sana göre, iki taraf da kusurlu, öyle mi?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer yöneticiler milletin servetine haksızca el koymuşsa ve onlara saray yapasın diye bunun bir bölümünü sana veriyorlarsa, sen de bu yağma girişimine ortak olmuyor musun? Masumların kapatılacakları ve içlerinden bazılarının işkenceli ölecekleri bir hapishane inşa ediyorsan, öldürmemeyi emreden buyruğu çiğnemiş olmuyor musun?
İkiniz de servet sahibi oldunuz, ama bundan aynı dersleri çıkarmadınız. Sen, Tanrı’ nın seni ödüllendirmek istediğini düşündün; o ise Tanrı’ nın onu sınamak istediği sonucuna vardı.
Reklam
Sana caiz olandan ve olmayandan, mübahtan ve mekruhtan söz edip sözlerini alıntılarla destekliyorlar. Bence neyin dürüstlüğe ve adaba uygun olduğuyla uğraşsalar daha iyi ederler. Bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.
Ben, bugün dinin her yere sokulmasına ve her şeyin onunla gerekçelendirilmesine öfkeleniyorum. Dini her şeye karıştırıyorlar ve ona hizmet ettiklerini sanırken, aslında kendi ihtirasları veya kendi delice hevesleri için dini kullanıyorlar.
O dönemde hepimiz Marksist olduğumuzu söylüyorduk, çünkü devrin havası öyleydi. Ama ben diyalektik materyalizmden, sınıf mücadelesinden ve demokratik merkeziyetçilikten hiçbir zaman bir şey anlamadım. Okuduklarımı veya okuyanlardan duyduklarımı papağan gibi tekrarlıyordum. Kendime solcu dememin sebebi, yoksulların ve ezilenlerin durumuna kayıtsız kalmamamdı. O kadar .
Hem zenginlere hem de yoksullara karşı her zaman tiksinti duydum. Benim sosyal vatanım ikisi arasında yer alıyor. Ne mülk ne de talep sahiplerine dahilim. Ben ne. zenginlerin miyopluğundan, ne açların körlüğünden mustarip olduğu için dünyaya bilinçli bakabilen orta tabakadanım.
Arkadaşımız Murat solcu olduğunu söylediği ve eşitlikten söz ettiği dönemde bile, bu yoksul akrabaları küçümsediğini açıkça belli etmekten rahatsız olmuyordu.
Reklam
Başın dik yaşayabildiğin ülkeye her şeyini verirsin, her şeyi, hatta hayatını bile feda edersin; ama başını yerde yaşmak zorunda kaldığın ülkeye hiçbir şey vermezsin. İster doğduğun ülke, ister seni kabul eden ülke söz konusu olsun. Yüce gönüllülük yüce gönüllüğü, umursamazlık umursamazlığı ve aşağılamada aşağılamayı doğurur. Özgür varlıkların anayasası böyledir. Ve ben Başka bir anayasa tanımıyorum.
Her insanın gitmeye hakkı vardır, onu kalmak için ikna etmesi gereken ülkesidir.
Bunca felaketin ardından bir de onun kaybolmasının Şirin’ in ciddi biçimde sarsması doğaldı. İşi her şeyi tamir eden zamana bırakmanın akıllıca olacağını hissediyordum.
Ve sen, en büyük umutlarımı bağladığım İran halkı, bir adamı kaldırarak özgürlüğüne kavuşabileceğini sanma. Yüzlerce yıllık geleneklerin ağırlığını sarsmayı göze alman gerek.
Aslında Ömer uzlaşmayı ve minnettarlığını göstermeyi bilecek, deyim yerindeyse şarabına su katacaktı. Sonraki aylarda üçüncü dereceden denklemleri ele alan çok ciddi bir eser yazmaya girişti. Bu cebir eserinde Hayyam, bilinmeyen sayıyı göstermek için Arapçadaki “şey” terimini kullanmış; İspanyolların ilmi eserlerine “Xay” olarak geçen bu kelime zamanla kısaltılıp sadece ilk harfine indirgenmiş, sonra da “x “ tüm dünyada bilinmeyen sayının simgesi haline gelmişti.
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.