Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Flâneuse

Flâneuse
@Flns
L’enfer c’est les autres...
Clochard
117 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
İlkeleri olan devrimciler de aslında diğer insanlardan farklı değildi. İlkelerini satarak, başka erkeklerin parayla satın aldıklarını onlar kurnazlıkla elde ediyorlardı. Bizim için cinsellik neyse, onlar için de devrim oydu. Kullanılacak bir şeydi. Satılacak bir şeydi.
Sayfa 91
Reklam
Bütün kadınlar yalanların, dolanların kurbanıydı. Erkekler kadınları aldatır, aldandıkları için de onları cezalandırır; aşağılar, bu kadar düştükleri için cezalandırır; evlenmeye zorlar, sonra da ömür boyu hizmetçiliğe, küfürlere ya da dayağa mahkûm ederlerdi. En az aldatılan kadının fahişe olduğunu kavramıştım artık. Evliliğin kadınların en zalim şekilde acı çekmesine dayalı bir sistem olduğunu anlamıştım.
Sayfa 90
Kadınlar işlerini kaybedip fahişe olmaktan korkarlar; çünkü fahişelerin yaşantısının kendilerininkinden iyi olduğunu bilmezler. Böylece yaşama, sağlıklarına, bedenlerine ve akıllarına ilişkin hayali korkularının bedelini öderler. En değersiz şey için bedellerin en büyüğünü öderler. Hepsinin kendilerini çeşitli fiyatlara satan fahişeler olduğunu, en pahalı fahişenin en ucuz fahişeden daha iyi olduğunu biliyordum artık.
Sayfa 80

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yaşamdan daha sert olmalısın Firdevs. Yaşam çok sert. Gerçekten yaşayanlar yalnızca ondan daha sert olanlardır."
Sayfa 60
Hükümdar süzülmüş gözlerinin arasından büyük bir küçümsemeyle, hakka ermiş gibi bakarak otururdu. Halkını aldattığı gibi, Allah'ını da aldatmaya çalıştığını görürdüm. Çevresinde, söylenen her şeye hayranlıkla kafa sallayan, kısık sesle dua eden, ellerini önlerinde kavuşturan, çevrelerinde olup biteni açıkgöz, kuşkulu, sinsi, saldırmaya hazır, aşağılık bir saldırganlık dolu gözlerle seyreden yüksek görevliler olurdu. Savaş, kıtlık ya da salgın hastalık sonucu yaşamlarını yitiren şehitlerin ruhları için istekle dua ederken görürdüm onları. Başlarını yere eğip, korku ve etin dolgunlaştırdığı popolarını kaldırarak secdeye varırlardı. "Yurtseverlik" sözcüğünü her andıklarında, aslında Allah'tan korkmadıklarını, kafalarındaki yurtseverlik kavramının yoksulun, zenginin toprağını, onların kendi topraklarını savunmak için ölmesi gerektiği anlamına geldiğini hemen anlardım, çünkü yoksulun toprağı yoktu.
Sayfa 38
Geri123
350 öğeden 346 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.