İnsanların ne düşündüğünü umursarım. Banane demem. Çünkü düşündükleri doğrudan yada dolaylı eyleme dönüşür yada bir eylemin bir parçası olur. Bir insanın bir Tanrıya inanmasını anlarım. Zaten inançlı insanlarla (siyasal dinciler hariç) çok bir sorunum yok. Fakat Türk olmanın gururunu yaşayan ve bunu bir üstünlük olarak gören (sadece Türk olmak değil herhangi bir millet olabilir) insanları anlamıyorum. Yani arkadaş sen kimsin? Hepimiz bu boktan dünya da yaşıyoruz. Ve herkes ezim ezim eziliyor. Irkçı insanlara uyuz oluyorum. Bu kadar.
sevmek bir dut dalıdır taşlanır hoyratlarda
kanatır akşam saatlerini sevda yanlızlıkları
her göğüs geçirişte bir gül solar küskün kuytuda
bir çift bülbül kanadında bir orman çekip gider
benzesede aç bebeğin geceyi sızlatmasına
sevmek bir dut dalıdır taşlanır hoyratlarda
En iyilerimizin sonu genellikle kendi ellerinden olur
sırf uzaklaşmak için,
ve geride kalanlar
birinin onlardan
uzaklaşmayı neden isteyebileceğini
bir türlü tam olarak anlayamazlar.
burun deyip geçmeyelim baylar bayanlar
Kaldırsak da sınıfları ortadan
Koku alan burun vardır
Bir de almayan
Onuru duyan vardır
Bir de duymayan
İnsanlığa varan vardır
Bir de varmayan
Erkeklik, diğer erkeklerin önünde ve onlar için, kadınlığa karşıt olarak ve herşeyden önce kişinin kendi içindeki bir tür dişil korkusu içinde inşa edilmiştir.
Kendilerini alçaltma ve yoksaymaya eğilimli bir toplumsallaşma uğruna boyun eğidirilen kadınlar, feragat, teslim ve sessizlik gibi olumsuz erdemler öğrenirken, erkekler de mütehakkim temsilin mahkumu, hatta sinsice kurbanıdırlar
Para misali elden ele gezmek ve bu sayede erkekler arasındaki ilişkileri kurmak zorunda bırakılarak, kadınlar sembolik ve sosyal sermayenin üretim ve yeniden üretiminin araçları konumuna indirgenmiş olurlar
Hükmedilenler de, dayatılan sınırlamaları zımnen kabullenmek suretiyle kendilerine uygulanan tahakküme çoğu zaman bilmeden, kimi zaman da istemeden katkıda bulunurlar
Bu kadar şeyi bir roman da anlatamazdın sevgili Edip Cansever. Sen bu kadar çok şeyi sadece şiirle anlatabilirdin. Biz de içinden anlayabildiklerimizi anlar, anlayamadıklarımızla eksik kalırdık.