Başlarda aşka, kırlara, ağaçların gölgesine, bir adamın yüzüne dair olan hayalleri, şimdi başka türlüydü ve onlara mutfakta tuhaf bir şekilde Küba, sıcak su çaydanlığı, Ermeniler, bulaşıkların yıkanması eşlik ediyor ve her şey karmakarışık oluyordu. Ölü bir tutkunun anıt mezarı olan bu kadın, toplumsal kabahatler hususunda kasabanın muhtemelen en acımasız eleştirmeniydi.