Yıllarca kitaplığımın raflarında durdu "Bu Ülke". "Benimle buluşmaya hazır hissettiğinde kendini, gel buradayım." Demek ister gibi sürekli başını uzattı kitapların arasından. Bir iki kere açacak gibi oldum sayfalarını, sonra yine geri koydum. Ama hep aklımın bir köşesindeydi okunmak için. Okuyacak kıvama gelmemiştim belki de, böylesi entel bir insanla tanışıp onu daha iyi anlayabilmem için biraz daha yol almam gerekiyordu.
Kitabından önce, Cemil Meriç'i sevdim. Onun öğrenme aşkını, kat ettiği yolları, çabasını, doğasını, özüne olan hürmetini sevdim. İyi okuduğumu, seçici okuduğumu düşünürdüm ama okumanın harf harf, kelime kelime yapılması gerektiğini, yazanın düşüncesini yakalamak için hiç bir noktayı atlamamak gerektiğini, okumanın niceliksel değil niteliksel yönüyle önemli olduğunu bir kez daha gördüm Cemil MERİÇ 'te. Dahası hiç bir yazar bu inancı bu denli sağlamlıkta veremedi bana.
Özüne, medeniyetine, inancına sahip çıkan bir insan Cemil MERİÇ. Gerek kitabın ilk bölümünde yer alan hayat hikâyesinden, gerekse kaleminden dökülen sözcüklerden düşüncelerinin merhalelerini izleyebiliyorsunuz. Bir umman gibi "Bu Ülke". Bir sürü düşünce akımıyla, düşünürle, yazarla, kitapla, kavramla tanışıyorsunuz. Bu yönüyle dahi bir sürü bilgi kattı bana. İyi bir öğretmen Cemil MERİÇ. Öğrenme aşkıyla, örnek öğrencisine.
Sözün kısası Cemil MERİÇ kitaplığımın arka sıralarında kalmayacak artık. En kısa zamanda diğer eserleri de arkadaş olacak inşaallah "BU ÜLKE"ye.