Pencereye bakar bakmaz, pencerenin duvar gibi örülmüş olmasını istiyordum. Çünkü anlıyordum ki dışarısı, hep aynı duygusuzlukla açılmakta ve dışarıda da benim yalnızlığımdan başka bir şey bulunmamaktadır.
Bir gerçekle güzel güzel oturabilirdi bu adam, yalnız olsaydı. Ama bir gerçekle yalnız kalmak kolay iş miydi? Gerçeğin yanında iken, ziyaretime gelin diye insanları çağıracak kadar zevksiz de değildi; gerçek ağızlara düşmemeliydi.
Aşkın bütün zahmetinden bizi azat ettiler ve böylece aşk, eğlencelerimiz arasına düştü.
...
Biz bütün amatörler gibi kolay hazlarla bozulduk ve usta diye geçiniyoruz.
Mümkün müdür yaşayan kızlar bilinmesin? Mümkün müdür “kadınlar” densin, “çocuklar” densin de bu kelimelerin çoktandır çoğullarının olmadığının, yalnızca sayısız tekillerinin olduğunun farkına varılmasın?
Evet, mümkündür.