"...Çünkü mesela öğleden sonra dörtte geliyorsan, ben üçten itibaren sevinmeye başlarım. Dakikalar geçtikçe mutluluğum katlanır. Saatler dördü gösterdiğinde artık heyecandan yerimde duramaz olurum. Yani mutluluğun kıymetini öğrenmiş olurum! Ama aklına estiğinde gelirsen, kalbim seni neşeyle karşılamaya ne zaman hazırlanması gerektiğini bilemez..."
"O halde sen de kendini yargılarsın," dedi kral. '' Bu en zorudur. Bir başkasını yargılamaktan çok daha zordur kendini yargılamak. Kendini yargılamayı becerebilirsen, gerçek bir bilgesin demektir. "
Suskunluk ister bir kabulleniş, ister bir direniş, ister bir yok sayış artık nasıl oluyorsa olsun şurası muhakkak ki, her haliyle insanın en zarif ve en zekice icatlarından biri.
Güzel konuşmak kadar, güzel susuşlar da var, tonla sözün kalkışıp da beceremediğini, çaba göstermeden halledebilecektir ama zordur susarak anlatmak ve anlamak ve çoğu manada hep oradadır ve en çok da buradan es geçilir hayat.