Habip Çiçek

Bu Firar Bir Kabil* Kompleks
Her dudakta aynı rezil şikâyet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes'in Serseri Yahudisi*... Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Sayfa 97 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İzm'ler
İzm'ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe'lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.
Sayfa 92 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Kâmus
Kamûs, Bir Milletin Hafızası Kamûs, bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla. Kamûsa uzanan el namusa uzanmıştır. Her mukaddesi yıkan Fransız ihtilali, tek mukaddese saygı göstermiş: Kamûsa. Eski sözlüğe kızıl bir külâh geçirdiğini söyleyen Hugo,* tek kelime uydurmamış; sembolizmin* üç silâhşörü de öyle. Ama kullandıkları her kelime yeni. Heyhat! Batı'da cinnet bile terbiyeli.
Sayfa 88 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Argo
Argo, kanundan kaçanların dili. Uydurma dil, tarihten kaçanların... Argo, korkunun ördüğü duvar; uydurma dil, şuursuzluğun. Biri günâhları gizleyen peçe, öteki irfanı boğan kement. Argo, yaralı bir vicdanın sesi; uydurma dili hafızasını kaybeden bir neslin. Argo, her ülkenin; uydurma dil, ülkesizlerin.
Sayfa 86 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Aslında değişen dünya değildi,öğrendiğin her yeni hikemi bilgi senin bakış açını geliştiriyor ve dünyayı daha farklı algılamana sebep oluyordu.Çünkü dünya senin içindeydi,sen ise ufak dünyaydın.
Reklam
Reklam
563 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.