Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökçe

128 syf.
10/10 puan verdi
Uzun zamandır okuduğum en güzel çocuk ve çocuk ruhlu yetişkinler kitabı. "Küçük Prens" gibi her yaşta okunabilecek ve farklı anlamlar çıkarılabilecek, bittiğinde damağınızda az önce çok güzel bir şey yemiş gibi bir tat bırakan, resimleri şahane, kısacık ve içten cümleleri ile kitap sevmeyen çocuklarınıza bile bir çırpıda okutabileceğiniz enfes bir kitap. Okuyunuz ve okutunuz mutlaka.
Çocuk, Köstebek, Tilki ve At
Çocuk, Köstebek, Tilki ve AtCharlie Mackesy · Mundi Yayınevi · 20212,464 okunma
Reklam
159 syf.
10/10 puan verdi
Yeni bir hayat kurmak, yazarın yüksek lisans tezinin kitaplaştırılmış hali. 28 boşanmış kadınla yapılan görüşmelere dayanıyor. Evlilik nedenleri, evlilikleri, boşanma sırasında neler yaşadıkları ve boşanma sonrası yaşanmışlıklar. Evliliklerin peri masalı gibi sunulduğu özellikle erkek egemen toplumlarda kadınların neler yaşadığının görülmesi adına çok faydalı bir kitap. Yuvayı dişi kuş yapar gibi bir söylemin de hiç masum olmadığının kanıtı bir nevi. Israrla herkesin ama kendi ama anneleri ama kız çocukları adına okuması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Keyifli okumalar.
Yeni Bir Hayat Kurmak
Yeni Bir Hayat KurmakM. Esra Yıldırım · İletişim Yayıncılık · 201737 okunma
171 syf.
8/10 puan verdi
Her bir satırda yoksulluk, yokluk, çaresizlik okudum. 12 öyküden oluşan kitapta kadınlar, kız çocukları gözünden anlatılmış olaylar. Her biri birbirinden güzel. En çok etkilendiğim öykü Edirne 'nin Köprüleri oldu.Bildikleri, yaşadıkları, mutlu oldukları, doydukları toprakları terk etmek zorunda kalıp, yine aslında kendi insanlarının yaşadığı ama bilmedikleri başka bir diyarda göçmen olmanın, gâvur olarak nitelendirilmenin ne demek olduğunu anlatan muhteşem bir öykü. Sanırım babanemden izler taşıdığı için beni çok etkiledi. Yaşadığı toprakları hiç bıkmadan usanmadan büyük bir özlem ile anlatırdı. Hiç bitmedi oralara sevdası Hala Adile gibi. Bir de Haraç diye bir öykü var ki hayatında bir gün bile yaşamadan ömrünü tamamlamış bir kadının hikayesi... Gerçekte kim olduğunu bile bilmeden, hizmet etmek için doğmuş ve hizmet ederek ölmüş bir kadın... Anlatım o kadar güzel ki direkt insanın içine dokunur gibi. Tanışmak için keşke bu kadar geç kalmasaydım dediğim yazarlardan oldu Füruzan. Keyifli okumalar.
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,679 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
432 syf.
8/10 puan verdi
Hayata dair arayışları bitmemiş, yaşadığı her anı sorgulayan Mithat ve görev yaptığı Suruç'ta tanışıp dost olduğu geçmişten yaraları olan, bunlarla henüz hesaplaşması bitmeyen Murat Hoca' nın, pilot Yüzbaşı Şevket Kemal'in günlüğünü günümüz Türkçesine çevirmesi ve bunun üzerine geçen sohbetleri anlatan bir roman. Suruç'ta görev yapan Doktor Murat' a büyük halası Yurdanur Hanım'dan miras bir konak kalır, ne yapacağına karar veremez bir halde eve gider ve evde ailelerinde efsane olan, babasının hep övünerek anlattığı halasının eşi Yüzbaşı Şevket Kemal 'in günlüğünü bulur. Günlük 1913-1914 yıllarına aittir. Defteri alıp Suruç' a döner ve Murat Hoca 'dan çevirmesini ister. Bundan sonra roman çeviriler ilerledikçe geçmiş ve şimdiki zaman arasında ilerler. Daha önce Muhtelif Evhamlar Kitabı adlı hikayesi ile tanıştığım ve bu hikayesini çok sevdiğim yazar Ömür İklim Demir' in bu romanda da diline, kurgusuna, karakterlerine hayran oldum. Keyifli okumalar dilerim.
Kum Tefrikaları
Kum TefrikalarıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20201,679 okunma
325 syf.
9/10 puan verdi
Zeka olarak düşük bir seviyede olan Charlie Gordon 'un hikayesi. Bir fırında çalışan ve kendine ait küçük, mutlu bir dünyası olan Charlie okuma yazma öğrenmek için gittiği bir okulda öğrenme hevesinin fark edilmesi ile bir deneyde kobay olarak kullanılmak isteniyor. Charlie’nin bu hayatta en çok istediği şey çok akıllı bir insan olmak. Deneyin amacı da zaten zeka seviyesini artırmak. Bu deney fare Algernon üzerinde denenmiş, başarılı olmuş görünüyor. Deney gerçekten de başarıya ulaşıyor ve Charlie gün geçtikçe daha da akıllı biri oluyor, hatta deneyi yapan bilim adamlarını sorgulayacak, onların yanlışlarını dahi keşfedecek bir duruma geliyor. Ama zeki bir insan oldukça geçmişe dair, ailesine dair bir şeyler hatırlamaya başlıyor. Zeka engelli bir çocuğa sahip olan ebeveynlerinin yaptıkları hatalar ile yüzleşiyor. Kendisini sevdiğini düşündüğü insanların aslında onunla dalga geçtiğini fark ediyor. Çok akıllı olduğu için saygı duyduğu insanların nasıl sevgi ve empati yoksunu olduklarını kavrıyor. Hayatın acımasızlığı yüzüne vuruyor. İnsanların diğerlerini sürekli ötekileştirmesi ona çok ağır geliyor. Hayata bir pencerenin arkasından bakarak izleyen, bir yandan insanların arasına karışmak isterken, bir yandan olan bitenin farkında olduğu için çıkmak istememek... Çıkamamak... Mutlaka okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,9bin okunma
Reklam
214 syf.
9/10 puan verdi
Seneler evvel yazılmış bir roman ve değişen bir şey yok dedirtiyor insana. Özellikle köy ve kent arasındaki uçurumlar konusunda. Bize öğretilen, ezberletilen Kurtuluş Savaşı 'nda bütün halk birlik olduk, düşmanı yendik klişesini bozan ama bunu yaparken köylüye düşman etmeyen, köy insanının cahilliği ile insanın içinde sızı bırakan bir bakış açısı... Romandaki baş karakter de sürekli bu gel giti yaşıyor. Kâh kızıyor şeyhe tapınmalarına, muhtarı her şeyin üstünde tutmalarına, savaş karşısındaki kayıtsızlıklarına kâh bunların nedenlerini sorgulayarak kendine (aydın kesime) kesiyor faturayı. Romandaki her bir karakter muhteşem keza kurguda öyle. Kesinlikle okunması hatta özellikle liselerde okutulması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,3bin okunma
82 syf.
·
Puan vermedi
Yazar ile Koku kitabı ile tanışmış ve anlatımına hayran olmuştum. Bu ikinci kitap ile hayranlığım kat be kat arttı. Hikayedeki baş karakterin daha çok küçük yaşta savaş yüzünden dağılmış ailesi. Bir gün annesi, bir gün babası toplama kamplarına gönderilmiş ve o ne olduğunu bile anlamamış. Nasıl söylendiyse kendisine öyle yaşamış. Gösterilen işi yapmış, kendisi için seçilen kadın ile evlenmiş. Evliliğinde de bir travma yaşamış ama yine farkında değil. Sanki her şey böyle olmalıymış gibi bir kabulleniş içinde. Geçmişine dair kısa bir tanıtımdan sonra bugüne geçiliyor. Şimdisinde karakter dış dünya ile işi haricinde bir bağı olmayan, kurallara sorgusuz sualsiz bağlı, belli ritüellere göre yaşayan, yaşadığı odayı bir sevgiliyi sever gibi seven biri. Ve bir gün güven çemberinin içine bir yabancı, bir güvercin giriyor... Bu güvercin ile karşılaşmasıyla travmaları, içindeki nefret, iç hesaplaşmaları, hoşnutsuzlukları, küçük isyanları ayyuka çıkıveriyor. Özellikle betimlemeleri, uzun içsel konuşmaları sevenler için enfes bir kitap diye düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Güvercin
GüvercinPatrick Süskind · Can Yayınları · 20182,098 okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
Adını Ercan Kesal'ın babası Mevlüt Kesal'ın mesleğinden almış kitap.Güzel bir baba oğul ilişkisi yaşamış şanslı azınlıktanmış Ercan Kesal. Anılarını yazmış, kah çocukluk, kah üniversite yılları, kah mesleğe başladığı zamanlar. Ve kendi anılarını dönemin olayları ile de harmanlanmış. Yazmamış da sanki bir ömrü kitabın arasına koymuş gibi... Öyle hissettim. Tüm kitap boyunca da "insan olmak" ne demek kafamıza kakmış. Bazen Anadolu insanın saflığı, samimiyeti, sevgisi bazen de köylü kurnazlığı, ahlaka dayandırılan ahlaksızlığı, acımasızlığı anlatılmış. Ne gereksiz bir övgü ne yergi... Her şey olduğu gibi. En çok bunu sevdim sanırım. Çok samimi bir anlatım. İnsanın boğazında bir yumru bırakan kitaplardan. Keyifli okumalar.
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,159 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
3 kadın ve 3 erkekten oluşan ve çocukluktan beri arkadaş olan 6 karakter. Bir de arkadaşlarının gözünden tanıdığımız, ölmüş olan Percival. Çocuklukları, gençlikleri ve yaşlılıkları harika şiirsellikle anlatılıyor. Okurken bazen altı farklı kişi gibi algılanıyor karakterler, bazen de sanki aslında tek bir kişi varmış ve o kişinin farklı farklı alt karakterleriymiş gibi arkadaşım dediği kişiler. Woolf'un okuduğum 3. kitabı ve hepsinde hissettiğim şey kalakalmak oldu. Evet çok melankolik ve depresif bir ruh ama zaten Woolf okumak bunu gerektiriyor. Bunu istiyor o an için. Herkese tavsiye ederim, keyifli okumalar.
Dalgalar
DalgalarVirginia Woolf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,074 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Mahir Ünsal Eriş ile tanışma kitabı oldu benim için. Zamansızlık nedeni ile biraz uzun zaman sürdü okumam, bence bir solukta okunabilecek bir kitap. 8 öyküden oluşuyor, çocukluğu 80'lerin sonu 90'ların başına denk gelen herkesin kendinden bir şey bulacağını düşünüyorum. "Evet ya, bunu biliyorum, bunu da" diye diye okudum. Çocukluk, gençlik, hüzün, kahkaha, olamayanlar, hayatını donduranlar, baba olmaması gereken babalar, işe yaramaz dayılar, fedakar dedeler, etik değerlere uymayan bir iş yaparken etik değer arayanlar... Çok çok etkilendim. Gülerken birden hüzünlenmek gibi duygu geçişleri yaşadım. Ve neden bilmiyorum Çağan Irmak bu öykülerin filmini yapmalı diye hissettim. " Benim adım Feridun" ve "Mavi Haydar"ın hatrı için bir kere daha okurum ben bu kitabı keyifle, hüzünle... Keyifli okumalar.
Olduğu Kadar Güzeldik
Olduğu Kadar GüzeldikMahir Ünsal Eriş · İletişim Yayınevi · 20132,955 okunma
Reklam
108 syf.
·
Puan vermedi
Özgür bir ruh olan Knulp 'un 3 bölümden oluşan hikayesi. İlk hikayede kendi gözünden bakıyoruz olaylara. İkinci bölümde yakın bir arkadaşı anılarını anlatıyor. Son bölümde ise çocukluk arkadaşı ile karşılaşıyor ve Knulp' u Knulp yapan olayları anlatıyor. Bir çok insanın zaman zaman hayalini kurduğu alıp başını gitmek eylemini gerçekleştirebilmiş bir karakter Knulp. Hayatın tadını çıkarmayı bilen, birbirinden çok farklı konulara ilgi duyan, centilmen ve kendi hayat felsefesini oluşturup, ona göre yaşayan biri... Kitap boyunca karşılaştığı karakterler onu çok sevip değer vermekle birlikte, sanki olduğu kişi yüzünden de imrenmeyle karışık eleştiri içindeydiler ona karşı. Sanırım bendeki etkisi de buydu, olmak istediğimiz ama şartlar dolayısıyla ya da bahaneler, bilemedim, olamadığımız kişi olmayı gerçekleştiren bir karakter. Bu yüzden de Knulp ile vedalaşmak üzdü... Keyifli okumalar.
Knulp
KnulpHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20222,273 okunma
197 syf.
·
Puan vermedi
Yazar 1980 yılında Paris'te intihar etmiş ve intihar notunda "çok eğlendim, teşekkür ederim, hoşçakalın" yazmış. Kitabı okuyunca ne bu intihar ne de bıraktığı not tuhaf gelmedi. Sanki bu kitabın sonunda bu olmalıymış, asıl final buymuş gibi hissettim... Orospuluk yapan kadınların çocuklarına bakan Madam Rosa ve bu çocuklardan biri olan Momo baş karakterler. Momo'nun gözünden anlatılıyor olaylar. Momo önce on, sonra on dört yaşında (nasıl oluyor demeyin, ayrı bir dram, mutlaka okuyun) bir çocuk. Yaşadıklarını, gördüklerini, duyduklarını sınırsızca sorgulayan, hayal gücü muhteşem ve bu şekilde dünyanın üstesinden gelmeye çalışan bir çocuk... Göçmenlik, yalnızlık, ırkçılık, kürtaj, ötenazi konuları çocuk bakış açısıyla ince ince işlenmiş... Konusu bambaşka, anlatımı bambaşka, ağır dram olan olaylara mizahi anlatımı katması bambaşka... Kesinlikle okunması gerekenlerden. En çok etkilendiğim alıntıyı paylaşmamıştım, Momo'nun Madam Rosa 'ya karşı hislerini bence en güzel anlatan cümlelerdi, özellikle anne - baba olanlar, içlerinde hissedeceklerdir bu cümlelerin bıraktığı hissi: "Gece üşüdüm, kalktım gittim, Madam Rosa' nın üzerine bir battaniye attım."
Onca Yoksulluk Varken
Onca Yoksulluk VarkenRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 20093,312 okunma
415 syf.
·
Puan vermedi
Huzurdan çok huzursuzluk buldum demiş çoğu kişi bu kitap için.Anlamamıştım nedenini. Şimdi biliyorum ki keyif kaçıran, huzursuz eden şey insanı iç hesaplaşmaya sürüklemesi. Düşündürdüğü şeyler insanı allak bullak ediyor. Birkaç cümle okuyorum ve kalıyorum öyle. Ne kadar süre üstüne düşünmüşüm fark etmiyorum bile. O kadar derindi ki boğulucam sandım gerçekten içinde. Bir kez daha okunması gerekenler listesinde yerini aldı. Bir kere bambaşka bir diyara götürüyor insanı. İstanbul özlemi depreşti içimde. Okurken sürekli bahsedilen semtlerin eski fotoğraflarına bakma gereği duydum. Bildiğim yerleri, romanda bahsedildiği hali ile görmek istedim. Şark-garp arasında sıkışıp kalmışlık, aşk, felsefe, doğa güzelliklerinin betimlenmesi, mimari, müzik,savaş... Yok yoktu sanki. Tanpınar 'ın okuduğum üçüncü kitabı. Ve artık kesinlikle bir dahi gibi benim için. Edebiyat ve betimleme dahisi. Genel kültürüne hayran kaldım, bu kadar farklı konularda bu kadar derin düşünce ve duygular uyandırması... Bu vakte kadar hiç ilgi alanımda olmayan Dede Efendi, Itri mesela. Merak etmemi sağladı anlatımlarıyla. İhsan, Mümtaz, Nuran, Suat, Macide, Tevfik Efendi, Sabih, Adile Hanım... Hepsi muhteşem oluşturulmuş karakterler. Hepsinin temsil ettiği şey birbirinden bu kadar başkayken her bir karakteri sevdim. Ama Mümtaz, gözümün bebeği Mümtaz. Mümtaz gibi insanlar hep üzülür biliyorum ama yine de hazmedemiyorum. Biliyorum ki Mümtaz hiçbir şeyden pişman değildir ama ben keşke o gün o vapura binmeseydi, dedim. Keyifli okumalar.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,4bin okunma
1062 syf.
·
Puan vermedi
Açıkçası sayfa sayısını görünce, kitabı çok merak etmekle birlikte, konusunun aşk üzerine olduğunu düşünüp, elim bir türlü gitmiyordu alıp okumaya başlamaya. Ne büyük bir önyargı ve de yanılgı. Tam anlamıyla psikolojik çözümlemeler harikası olan bir şaheser. Anna ve Vronskiy yasak aşkı başrolde gibi ama diğer karakterler de öyle güzel anlatılmış ki içinden bir de Levin Kiti ile ilgili , aldatılan kocanın duygusal değişimleri ile ilgili, çocukları ile yalnız bırakılmış Darya ile ilgili enfes birer roman okumuş gibisiniz. Rus tarımın gelişimi, Rus sosyete ve köylü yaşamı, savaşa değişik kesimlerin bakış açısı, hukuk sistemleri, günlük yaşam biçimleri, ahlaki değerleri, gelenekleri her şeyiyle müthiş keyifliydi. Sanırım en çok etkilendiğim şey bu eserde ne Anna 'ya ne Vronskiy'e ne Levin' e ne Kiti'ye ne de bir başkasına ne tam olarak kızabiliyorsunuz ne de haklı buluyorsunuz. Tamamen insan işte diyorsunuz, insan, doğrusuyla yanlışıyla...
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,2bin okunma
552 syf.
·
Puan vermedi
Kesinlikle zorlu bir okumaydı. Hatta ilk 50 sayfada falan bir okudum bir sözlüğe baktım bu ne demekmiş diye. Açıkçası bilmediğim çok fazla terim vardı, öğrendim mi bilemiyorum da. Romana adını veren boncuk oyununun nasıl oynandığı değil de felsefi olarak bu oyunun ne olduğu ve ne olmadığı anlatılıyor. Özel yetenekli, seçkin kişilerin kabul edildiği Kastalya eyaleti adında bir yer ve ana karakter Knecht üzerinde duruluyor daha çok. Romanda her karakter aslında farklı bir görüşü simgeliyor, karakterlere kişi olarak değil de bu görüşün kendisi olarak baktığımda daha anlamlı ve bir o kadar tatlı geldi okumak. Knecht karakteri ise daha çok hümanizmi simgeliyor gibi geldiği için sanırım ekstra hayranlık duydum kendisine. Sonuç olarak zor bir kitaptı ama çok keyifliydi ve etkisinde uzun zaman bırakacak, bitirdikten sonra bile insanın aklına düşüp, zaman zaman geri dönüş yapılabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Boncuk Oyunu
Boncuk OyunuHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2020694 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Behçet Beyin hikayesi olarak başlayan ancak daha sonra Behçet Beyin hayatına uzaktan yakından girmiş insanların tek tek hayatlarını anlatan bir roman. Behçet bey ne oldu ki diye düşünürken kitabın sonunda yazardan olduğunu düşündüğüm bir mektuba yer veriliyor. Behçet beye yazılmış bir mektup. Neden onun hikayesini yarım bıraktığını açıklıyor bir nevi. Romanda özellikle İsmail Molla ve Sabri Hocanın konuşmaları muazzamdı. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın okuğum ikinci kitabı. Saatleri ayarlama enstitüsü nün etkisinden yeni çıkabilmiştim ki şimdi de Mahur beste... Edebiyata çok hakim olmamakla birlikte şimdiye kadar okuduğum Türk yazarlar içinde Ahmet Hamdi benim için kurgu mucizeleri yaratan bir dahi. Keyifli okumalar.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
Sezgin Kaymaz ile bu kitap ile tanıştım. Bir tavsiye üzerine. Ama artık kesinlikle favorilerim arasında yer alır. Çok samimi bir anlatım, özellikle 80-90lar arası çocukluk yaşayan nesili duygudan duyguya sürüklüyor. Sabiş'i, 5 çocuğunu, hakim amcayı, sündüs ablayı, benyusufu ama en çok Hülya'yı çok tanımak isterdim.
Benyusuf
BenyusufSezgin Kaymaz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019643 okunma
194 syf.
·
Puan vermedi
Kendimi bir anda 19 yıl önce de buldum. Doğu Anadolu da soğuk bir il ve o ile en uzak noktadaki okullardan birindeydim. Ve ben kitapta anlatılan soğuğu yaşadım, o çayı içtim, tezek kokusunu kokladım, o portakal benim de boğazıma takılıp kaldı, geceleri o kurtların sesini duydum. Çok çok anlamlı bir kitap, özellikle tüm öğretmen arkadaşlarımın mutlaka okuması gerekiyor, mümkünse görevlerine başlamadan önce. En güzeli de sanırım bir roman okuyormuş gibi değil de bir meslektaşımla sohbet ediyormuş gibiydi anlatım. Keyifli okumalar.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı bitirdiğimde "Al işte bir tutunamayan daha" dedirtti bana. Nedense sıkıcı olduğu önyargısı ile başlamıştım ama okumaya başlayınca sıkıldığım tek bir an olmadı. Hayatımda okuduğum en farklı kurmaca olduğunu düşünüyorum. Mizah ve ironi tarzına hayran kaldım. Mümkün olsa da her satırını ezberleyebilsem dediğim kitaptır. İyi okumalar.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Sevdiği kadınla yaşadığı şiddetli ilişkiden türetilmiş bir kitap. Çok sevdiğiniz biri ile ilişki yaşarken içinizde kopan gelgitler, gün gün değişen duygular, kompleksler serilmiş gözler önüne. Bu ilişkinin içinde bazen ilişki yüzünden boğulursunuz, bazen de onun yokluğundan. Tam bir kafa karışıklığı. (-) işaretinin kullanımını bilmem neden çok severim. Oruç Aruoba da misli misli kullanmış. Düşünceleri farklı, üslubu farklı... Kelimeleri bazen hecelerine bazen de harf harf ayırarak, bölerek daha da baskın yapmış anlamını. Kitabın en sevdiğim yeri ise anlattıkları ne güzel içime işliyor derken :"Ey okur, sen de bunu aklından çıkarma, burada yazılmışları okurken:yanlış anlaman işten bile değil, hatta doğru anlaman neredeyse olacak iş değil", deyip aklımla, hislerimle oynaması ve gülümsetmesi.
İle
İleOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20183,372 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Delirerek ölenlere... diye başlayan kitap. Yavaş yavaş delirtilen kadınlara ait kısacık öykülerden oluşuyor. İnsanda oluşturduğu duygu kesinlikle tedirginlik. İçindeki resimlerde bunu destekler nitelikte. Bol travma, şiddet, istismar, intihar barındırıyor. En sağlam bünye ile en mutlu anınızda bile okuduğunuzda sarsıldığınızı hissedeceksiniz. Cinsiyetçilik yapmak değil kesinlikle amacım ancak hiçbir zaman bir erkek okuyucuyu, bir kadın okuyucuyu etkilediği gibi etkilemeyecektir. Çünkü kitapta bahsedilen olaylardan ya da hislerden en az birkaç tanesini mutlaka okuyan her kadın yaşamıştır.
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,8bin okunma
223 syf.
·
Puan vermedi
Dostoyevski'nin "hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık" diye bir sözüne denk gelmiştim. Okumaya teşvik eden de bu olmuştu. Dönemin Rus bürokrasisini eleştirirken okuyanı güldüren, sonra da güldüğü şey üzerine düşündüren kitap. Benim gibi deli yazarlara zaafı olan, anlatacağı şeyi direkt söylemek yerine dolandırarak ya da semboller kullanarak anlatan yazarları sevenler için şaheser. İyi okumalar.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,5bin okunma
Reklam
680 syf.
·
Puan vermedi
Okumaya doyamadığım, her an elimin altında, başımın ucunda durmasını istediğim kitap. F. Pessoa 'nın aforizmalarından oluşan kitap insana dört mevsimi bazen aynı sayfada yaşatıyor. Savunduğunuz, evet ben de öyle düşünüyorum dediğiniz düşüncelerin, birkaç sayfa sonra tersini savunup, sizi de buna ikna ettiğini görür, gülümsersiniz. Bana göre okunması çok rahat ama sindirmesi biraz zaman alan bir kitap ve daima en sevdiklerimden olacak.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 201710,5bin okunma