Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülden A.

Gülden A.
@Guldennn
Makine Mühendisi & Enerji Mühendisi
Kayseri
Nevşehir, 17 Mart
22 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
Bir yarayı iyileştiren, her şeyden önce orada bir yara olduğunu kabullenmekti.
Reklam
Bildiğimiz en iyi yol, eve giden yoldu.
"Ayaklarımızın altında bir zemin yok artık. Bir çatımız da. Gelecek yok. Geçmişin izleriyse çoktan silinmeye başladı. Aşk, bize bu sonsuz boşlukta ev olacak tek şey."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir dönem her şeyin yolunda gittiğine neredeyse inanacak oldum. Ama öyle şeyler oluyordu ki, ben istediğim bahaneyi uydurayım, istediğim çiçeği ekeyim, balkonu botanik parkına çevireyim, canım evim diye duvarlara falan sarılayım, kapıyı pencereyi dışarının çirkinliğine istediğim kadar sıkı sıkı kapatayım, dışarıda fokur fokur kaynayan cinnet açık unuttuğum bir aralık bulup içeri süzülüyor, beni ağılı bir duman gibi sinsi sinsi zehirliyordu.Özellikle son bir ayda bütün yaşamperver çabalarım gülünç bir detaya dönüşmüştü gözümde.
Toza dönüşüp altımızda uzanan ipekli İran halısının üzerine dökülüyorum.Biri beni buradan süpürsün istiyorum.
Reklam
Aynanın, çok önemli insanlarmışız gibi altın varaklı çerçevesine hapsettiği suretimize bakıyorum.
Dağıstan’da Avarlar, hayatını istediği gibi yaşayamamış insanların mezar taşlarına “yüz yaşına kadar yaşadı ama dünyaya gelmedi” diye yazarlarmış.
Kadın bembeyaz bir ülkeydi; sevdikçe mavi, pembe, turuncu, lacivert... yedi renge bürünen.
Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde kadınım, diyeceğim. Bir gülüşünle çıkıp caddeleri dolduracağım.
Güneş Ülkesi'nin halkı zengin, çünkü hiçbir şeye ihtiyaç duymuyorlar. Bir yandan da fa- kirler, çünkü hiçbir mülke sahip değiller. Bu yüzden de eşya onları esir almıyor, onlar eşyayı kendilerine hizmet ettiriyorlar.
Reklam
Ağzın bulutların ülkesiydi. Gövdene bakıp bakıp "iyilik bu" diyordum.
İnsan yaşama gücünü her zaman elde ettiklerinde bulmaz. Bir düşü büyüten onun uzaklığı değil midir biraz da? Denize bütün yüreği ile bakan bir çocuk görmüştüm. Masmavi bir göz kesilmişti. Seyretmek yetmedi ki sulara girdi ve bir daha çıkmadı. İnsan sevdiklerini kendi elleriyle bir uzaklığa yerleştirmeyi bilmeli, diyerek sustu, grubun bu en uzağında oturanı...
Çünkü biz, dünyayı iki kaşı arasında taşıyan, birbirine tutunmuş iki mutsuz umuttuk.
Düşüncelerini hangi istikamete koşturursa koştursun, karşısına kimse çıkmıyordu.
Bir insanı sevebilmesi için ona hayran olması lazım geldiğini anlıyordu.
Reklam
Hayat, birbirinden ayırdıklarını kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Gençliğini deli gibi geçirdikten, hayatın tadılmadık zevkini bırakmadıktan sonra, birdenbire yorgunlaştığını, artık daha fazla koşacak kuvveti olmadığını görmüş,beş sene kadar evvel, bu kendisinden tam on beş yaş küçük kızla evlenivermişti. Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi, önlerine ilk çıkanla evleniverirler. Tabii bu evlenmede herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız için de "münasipçe bir kısmet" varken kaçırılmaması düşünülmüştür.
Her şey saçmalık, hiçbir anlamı yok... Çünkü içimdeki ağrıyı bir tek ben hissediyorum.
Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem makul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız.
Hiç pişman olma, sen mutluluğu en sarp yollarda yürüyerek buldun!
Sıkılır insan, çıkar eğlenir, kafasına eseni yapar dostları arar, buluşur çay içer, alır derdini içinden güzel cümleler kurar, kendi de bilmez bazen gündüzün tılsımlı, yapay halini mesken edinir ama ani bir şey olur ki, her güzel şeyin üstünü çizer gece olmuştur, yastığa kafasını koymuştu insan kaçınılmaz olanı fark etmiştir, yalnızdır insan gerisi muamma…
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Ben ürkek bir kalbi taşırım küçüklükten beri, kıyamam ona...
Zamanla alıştığını hissedersin, yerinde duran şeylere saygı duyarsın, seni bekletenlere eyvallah çekersin, sevdiklerine zamanla dua edersin. Bazı şeylerin orada olduğunu bilirsin, geri getiremezsin. Sadece görürsün, sevinirsin, belki acı bir mutlulukla izlersin. Ama susmalısın. Susmalıyız. Bazı şeyler oradadır.
Rastlaşmak umuduyla üç otobüs değiştiren âşık arkadaşlarımızı gördük, sevgi o zamanlarda kaldı...
Çocukluktan sonraki tüm çabalar delik bir balonu şişirme uğraşı kadar boş ulu Tanrım.