Rus yazarların en meşhurlarından olan Dostoyevski'nin en meşhur eseri olan bu kitap, bize petersburg da yaşayan maddi durumu kötü bir gencin hayatını anlatıyor. O dönemde petersburg ikiye ayrılıyor. Zengin üst kesim, fakir alt kesim arada bir uçurum var. Dostoyevski kitabında alt kesimin ne kadar kötü şartlarda yaşadığını göstermeye çalışmış ve gerçekden de güzel bir şekilde göstermiş. Kitap malum olduğu üzere dünya klasiklerinin başında gelir. Bu yüzden bu güne kadar üstüne çok yazılıp çizilmiş, çok konuşulmuş, yorumlanmış bir kitap. Ben de bütün kitabı değil sadece içinden birkaç parçaya değinip ufak bir yorum yapacağım.
Kitab da ana karakter Radion Romanoviç Raskolnikov'un işlediği cinayeti kafasında kurduğu bir düşünceye bağlayıp kendini suçlu olarak görmemesi bence ahlak temellendirmesinde bir dine ihtiyaç olduğunu, ateizm'in göreceli ahlak dediği şeyin - bir cinayeti bile yanlış görmeyecek- dereceye kadar inebildiğini, yani göreceli ahlakın yokluğunu ortaya koyuyor. Malum Romanoviç dinsizdir.
Ayrıca Romanoviç'in normalde tanrı inancı yok iken kitapda bazı yerlerde çok zorda kaldığı, kötü duruma düştüğü durumlar da inanmasa da tanrıya dua ettiği görüyoruz. Bu da aslıda insan fıtratının bir tanrı inancına yatkın olduğunun bir göstergesidir. Nitekim inanan, inanmayan herkes bolluk, rahatlık halinde dini vecibeleri aksatabilirken zor anlar yaşadığında ilk sığınak din olur. Bir söz vardır.
Ateizmin uçak düşüşe geçene kadardır :)