“Vicdan terazisi çalışmayanlarla, merhamet edemeyenlerle ve vefa duygusu olmayanlarla yollarımı ayırmak, hayatta kendime karşı yaptığım en doğru şeydi. Herkes hata yapar ama siz kötüsünüz.”
“Müthiş ağırlığı altında ruhumu deviren korkudan kurtulmak için, felaketin üstüne yürümek istiyorum. Istıraptan korkmamanın tek ilacı ıstıraptır. Bu ateşi o ateş söndürür.”
“Şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. Hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. Düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. Keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz.”
"Onlara hiçbir zaman kızamıyor, onlardan nefret edemiyor, sadece zavallılıklarına, daha doğrusu insanlığın bu kadar tiksinecek hale gelmesine acıyordum."
"gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? gökte yıldızın kalmıyor. gölgen bir yere sığmıyor. içindeki şarkı içinde boğuluyor. penceren sokağa bakmıyor. bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? kendinden soğuyorsun. sözünden soğuyorsun. geçmişinden soğuyorsun. inandıklarından soğuyorsun. baktığın yüzlerden soğuyorsun.
içine bile bakmıyorsun artık. dünya, inandığın o yitik cennet değil.”
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.