Bakışların kılıçtan daha keskin
Derin bakışların ilmek ilmek ruhumu işler
Gönül mülkünün her zerresinde sen varsın.
Gönlümün en güzel köşesindesin her gece
Yazdıklarım şiir değil hepsi senin destanın Elifce
Kalem kılıçtan daha keskin
Kalemimden kan değil, nur damlar
Kalemim harf harf seni yazar
Kalemimin ucundasın her gün, her gece
Yazdığım şiir diye okunur, senin türkün Elifce
Ben vatanıma sevdalı iken
Şimdi bir de sen çıktın
Sanma ki bu sitemdir,
Sana sitem edilmez canözüm.
Diyorlar ki gün gelir mahcup olursun
Senin için yaptığım hiçbir şeyden mahcup olmam
Canözüm
Gezdim, Acem’i, Arab’ı, Şam’ı
Görmedim senin gibisini Türkistan’ın kızı
Sen gülünce kışlar, yaz olur Türkistan’ın kızı
Münzevi der ki sen hangi diyarın sultanısın
Otağını kurdun gönlümde
Nâzende Sultanım
Senin aşkın nakış nakış gönlümü işledi.
Aşkın ki katre katre gönlüme süzüldü.
Aşkın ki imbik imbik gönlümü ağuladı
Aşkın ki beni dertli bir “münzevi” eyledi.
Âhû gözlüm
Senin âhû gözlerinde nice canlar başlar
Nice canlar biter âhû gözlüm.
Kahraman ruhunu, dirilt ve yükselt İslam’ın kızı
Gün gelecek mücadelede sana çok iş düşecek İslam’ın mücahide kızı.
Şimdi inkisar ve sükût vakti değil.
Aşkla, şevkle ve vecd ile tüm benliğinle ve ruhunla
Diriliş vaktidir İslam’ın kızı.
Seninle düşmanımız ortaktı ya işte dedim aynı ruh, aynı mücahit ruh
Şiarımız Allah düşmanlarına düşmanlık, hasmane tutumdu.
Büyük düşmanımız aynıydı, parolamız
Hubb-i fillah buğz-i fillah’dı
“Allah için muhabbet, Allah için buğzet”ti.
Ey yâr
Gözlerin şimal yıldızından parlak
Yüzün en berrak sudan daha berrak
Zifiri karanlıkta tek ışık senin nurlu çehren
Çehren ki bu gri kentin tek aydınlığı
Senin olmadığın her yer zifiri karanlık
Ey yâr.