Bu kitabı çok rastgele buldum. Bilen bilir bazı kitaplar insana denk gelir. İşte tam olarak öyle oldu bana denk geldi. Her bir cümlesi yüreğimin içine işledi. Bazen Fazıl kadar ikilemde kaldım. Bazen Hayat Hanım kadar aldırmadım. Bazen sıla kadar öfkelendim.
En çokta kaplumbağa metaforunu sevdim. Bu zamana kadar tam olarak Ahmet Altan'ın söylediği gibi kabuğu koparılmış bir kaplumbağaymışım. Kendimi sokacak böyle bir kalıp aramışım da bulamamışım. Eksik bir puzzle parçası gibi karşıma çıkan bu metafor beni tanımladı..
Kabukları koparılmış tüm kaplumbağalara sarılmak istedim. Eğer kabuklarımız olsa çarpar ve böyle sokulamazdık birbirimize diyerek sözlerini bitiriyorum.
Selam olsun...