Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Havva Sena GÜMÜŞ

Şu anda ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir? Âlim mütefekkir insanların bir araya gelip bir şeyler yapması gerekiyor. İki sınıf düzgün olursa halk da düzgün olur, iki sınıf bozuk olursa halk da bozuk olur, buyruluyor hadiste: umera ve ulema: yani yöneticiler ve ilim adamları. Allahım sen bizlere yardım et.
Sayfa 133
Reklam
…(o zamanlar anneler kariyer derdine düşüp çocuklarını bugünkü kadar ihmal etmediklerinden, çocuklarının yüzlerindeki ifadelerin ne anlama geldiğini çok iyi bilirlerdi ki o zamanlar cennet de annelerin ayakları altındaydı)…
Sayfa 132
“sevmek kimi zaman rezilce korkuludur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Benim değil desem ne? Benim desem ne? Konuşacaklar. Dil bilmezler konuşacak. Hal bilmezler konuşacak. Dert çok. Hemdert yok. Kendin aldırdın gönül. Noldun. Ne hal olmuş sana. İmge şairi. Başımdan geçenleri hikayet eylerim. Ayrılıklardan şikâyet eylerim.
Sayfa 123
Ey halkım! Hatta kızgın olduğum için; ey ulan halkım! Çanakkale'de sen düşmanla savaşırken sana kim yardım etti? Urfa'dan, Diyarbakır'dan, Van'dan, Kürt kardeşin geldi sana yardım etti! Hatay'dan, Mardin'den, Şam'dan, Halep'ten, Arap kardeşin geldi sana yardım etti! Çerkesi geldi, Lazı geldi, cümle Müslüman geldi. Şimdi ne oldu da Türkler, Araplar, Kürtler birbirine sırt çevirip batılılarla dost olma sevdasına kapıldılar? Hani geçilmemişti Çanakkale?
Sayfa 122
Reklam
Çanakkale bal gibi geçildi arkadaşlar. Ah şu medya! Ah şu televizyon! Bak Gregorcum, dünyada ne kadar arıza varsa, altından ya İngilizler ya Yahudiler çıkar: medyayı ele geçirmişler: istedikleri gibi at koşturuyorlar memlekette. Fakat "Muîni zalimin dünyada erbâb-ı denaettir / Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insafa hizmetten." Aman sayın başkanım, bunları böyle söylemekle Nobel'i şimdiden kaybettiniz. Kişiliğimi kaybetmekten iyidir be Gregor. Ama iddia ediyorum: dünyada ne kadar sorun varsa altından ya İngilizler ya Yahudiler çıkar.
Sayfa 121
“Bir çocuk ağlarsa dağ başında/ Gözyaşında Amerika akar/ Vurdularsa birini, kanı şorladıysa/ Bilin ki o kurşunlarda Amerika var.” (Cahit Külebi)
“Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir / ben ayrılıkların / Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını / ben hasretlerin" (Nazım Hikmet)
Sayfa 187
Gece, yalnızlığımıza çekilen gök perdeyse, şiir içerdeki aydınlığımızdır.
Sayfa 181
Ama bir 'sıkıntı' taşıyor içinde; nedenini bilmediği bir sıkıntı, bir 'mutsuz bilinç...' Bunalıyor. Kalabalıklar içinde garip bir yalnızlık duyuyor. Büyük kent kırgını... Dünya aşıyor onu; 'çok vaktini alıyor. Anlaşılamıyor. Herkes katı, uzak, bencil ve küçük... Uyum sağlayamıyor.
Reklam
Alışveriş merkezleri, modern çağın tapınaklarıdır. Yani bu anlamda, alışveriş bir ritüeldir, bir tapınma biçimidir. Dolayısıyla; modern çağın tanrılarını inkâr eden bizim gibi münkirler için, alışveriş merkezlerine gitmek, inanmadığımız bir dinin tapınağında âyin yapmaya zorlanmak gibi bir şeydir.
Sayfa 75
Emek, karşılığını almazsa belkemiğini yitirir. Geleceği ancak ayağa kalkmış insan kurar…
Sayfa 125
Evet evet, çok iyi hatırlıyorum, öyle çok dua ediyorlardı ki, anlatamam. Ben bir 'dindar’ olduğum halde, onlar kadar dua etmiyordum. Galiba şöyle bir paradoks vardı burda: ben Allahın benden istediklerini yerine getirmekle meşguldüm; onlarsa sürekli dua ederek, kendi isteklerini yerine getirmesini bekliyorlardı Allahtan.
Sayfa 67
Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce.
Sayfa 111
Çocukluk, insan ömrünün, bütün mevsimlere rengini vuran ilkyazıdır.
Sayfa 115
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.