Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçeci Kardelen

Türkçeci Kardelen
@Hazandan
MEB Türkçe öğretmeni
207 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Hiçlikten ebediyen azad edildik
Farkında mıyız var edilişimizin; bütün nimetlerin başı, şahı ve padişahı olduğunun? Hiç olabilirdik. Ama var edildik, varlığa buyur edildik, yokluktan ve hiçlikten ebediyen azad edildik..
Reklam
Zehrini dışarı akıtmadığında yavaş yavaş beynini, kalbini, düşüncelerini, insaniyetini ve duygularını zehirlemeye başlar. O yüzden zehrini akıtmanın yolunu bul, dağa taşa kus, kağıda dök, kör kuyulara haykır ama o zehri mutlaka kus. Yoksa kangren olup atılması gereken sen olursun.
İnsan içindeki ışık sönünce ölür, karanlığa düşünce, yarını olmayınca, umudu bitince, kendisi de dahil kimsesi kalmayınca, söyleyecek sözü bitince, heyecan mazide kalan bir anıt olup heyecanın yalnız adı duyulunca, gözleriyle gülmeyi bırakınca, hayal ülkesinden sınır dışı edilince, bir güneşin batışında hüzünlenmeyip, yağmurun yağmasıyla kalbi şaha kalkmayınca ölür. Kalbine ekilecek sevgi,umut,istek,huzur ve heyecan tohumuna yer kalmayınca ölür. Kalbi uzun zamandır güzelliğe atmayıp sadece kan pompalar hale geldiğinde ölür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayat çevremizde dönüp dolanırken biz ne kadarını görüp yaşadık ?
Reklam
Görmek bir nasip meselesi olduğu gibi görülmek de bir nasip meselesi, görülmeyen ne kadar uğraşırsa uğraşsın yine görülmüyor. Çünkü ya göremeyene denk geliyor ya da kendi görülmüyor. Görülmek için yaptıkları ve çırpındıkları da esip geçen bir yel gibi durur göremeyende.
Her baktığını göremiyor insan... Neyi görmesi gerektiğini bilemiyor.
Cehalet çok ayaklı bir akrep gibi. Baş nereye gitse tüm ayaklar da o yöne doğru kıstırıyor. Nereye gittiğini sorgulamadan hep aynı yöne doğru bir işbirliği içerisinde ilerliyor. Ve kendinden olmayanı baş zehirlemese, ayaklar zehirliyor, adanmışlıkla. Kraldan çok kralcı.
Düşünsene hem kuyuya düşmüşsün, dardasın, karanlıktasın, çaresiz ve perişansın hem de Yusuf değilsin. Safi ziyan olmuş bir ömrün peşinden ağla dur şimdi.
Reklam
Herkesin senin hayatında söz hakkı varmış gibi hayatına yön vermeye çalışması ne zor bir yük. Hayatının iplerine abanmış seni bir yerlere çekiştiren bu insan kalabalığı nasıl yenilir. Nasıl başa çıkılır. Herkesin hayatı kendisinin yönetmesi gereken bir devlettir. Ya devlet başa ya kuzgun leşe. Ya başa geçer bu devleti yönetirsin ya da bu hayat denen kuzgun leş olur. Toplum tarafından, en yakınları tarafından dışlanmayı göze alamayan kendisi olamaz, kendi hayatına sahip çıkamaz, bir kukla gibi hayatının ipini tutup çekiştirenlerin ellerine bırakır hayatı. Bu sistemde kendi olmaya çalışmak zor hem de çok zor. Çünkü ya baskı ve zorlama var işin ucunda ya da dışlanma, ayıplanma ve yaftalanma.
Her gün gelip geçiyordu üstümüzden. Ne uzayıp ne kısaldığımız, günlerin birbirine girdiği, başı sonu belli olmayan bir zaman diliminde hapsolmuş gibi yaşıyoruz. Zaman duvar olur mu insana hiç ? Olurmuş. Aşamadığımız, kocaman bir duvar. Zamanı almışız elimize aküsü bitmiş araba gibi ittirip duruyoruz.Yaşamayı bir vazife gibi görüp artık bitse de gitse der gibiyiz nicedir. Mesai bitsin der gibi. Yaşama mesaisi... Ya yaşamaktan kaçıp neyin kollarına atılacağız, yaşamak yorgunluğunu nasıl atacağız üzerimizden. Tatili, izni, raporu olmaz mı yaşamanın. İkramiyesi güzel yaşayana; cezası, uzaklaştırması her şeyi berbat edene. İçindeki ölüm isteği, yaşama korkusundan mi tembellikten mi yoksa gerçekten beka arzusundan mı? Kim bilir?
Söz öldürür. İnsanı, ruhu, umudu, inancı, mefkûru, gururu, sevinci, hayalleri, sevgiyi, güzelliği, hakikati....
İçindekileri biliyorum, bunların hepsi birer yaşama ağrısı, yaşama sancısı. Var olma arzusuyla beraber içindeki yok olma isteği arasındaki mengenede salınır durur insan. Ne kendinden vaz geçebilir, ne de istediği gibi var olabilir. Tamamlayamadığı eksikliğin acısı yok oluşa özlem hissini arttırır. Kendine her eklediği güzel hasletle de var oluşuna şükranı artar. İnsan bu ikilem arasında bir ömür tüketir. Tekamül edene ne mutlu. Hayattayken hiç yaşamayana, var olma arzusuyla yanıp tutuşurken yok olmak isteyene de ne yazık...
984 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.