"Bu evrimleşen evrende tutunacak hiçbir dalımız ve deneyerek kazanacağımız hiçbir şey yok. 'Dördüncülük'ümden bir şeyler öğrendiysem, o da bu. Düşen yağmur damlaları kadar kısa ömürlüyüz. Hepimiz düşer ve bir yerlere ineriz."
"...Ay'ın insanlığa ne faydası olur? İnsanların kendi gezegenlerinde bile tek yaptıkları Dünya'yı savaş alanına ve sonsuz bir ahmaklık tiyatrosuna çevirmek."
İçeri girdiğimiz muazzam ve muhteşem dünya hakkında konuşmaya devam etti. Sesinin tonundan bu insansız gezegenin derinlerine inme ihtimalinde tam anlamıyla umutsuzluğa kapılmamış olduğunu anlamıştım.
"Çok büyük bir fırsat bu. İki alem buluşuyor! Neler göreceğiz? Altımızda neler yaşanıyor bir düşün."
"Işık bundan fazla değilse çok bir şey göremeyiz." diye belirttim.
"Burası sadece dışarıdaki kabuk: Aşağıda, bu büyüklükte... Her şeyi göreceğiz..."
"Hiçbir hayvan türü," dedim, "hayvanat bahçesine götürülürken kendini böylesine rahatlatmıyordur. Bunların hepsinin bize gösterileceği sonucunu çıkaramıyorum."