...
"Aptal," dedim, " Dön hayata. Tanrın sana acımış da
Meleklerini yollamış kurtul diye o anıdan ;
İç bu iksiri de unut, kurtul artık o anıdan "
Dedi kuzgun: "Hiçbir zaman"
..."
En güzel deniz :
henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk :
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz :
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür.
Kimse herhangi bir şeyin efendisi değildir, hepsi sadece bir yanılsamadır.
...
Çantada keklik sandığını kaybetmiş olan kişi sonunda hiçbir şeyin ona ait olmadığını öğrenir.
Çok beğenildiği için dikkatimi çekmişti ama okuduğumda o kadar dikkat çekici bulmadım. Açıkçası romantizmin abartılması gereken yerlerde bile gereğinden fazla abartıldığını düşünüyorum. Ayrıca bir kere betimlemesinin yapıldığı herhangi bir şeyin yüz kez daha karşımıza çıkmasını bir üslup kaygısı olarak görüyorum. Ufak hatırlatmalar üsluba tatlılık verirken aynı betimlemeyle bir daha karşılaşmak oldukça bunaltıcı. Tasvirlerin çoğunluğu ise bilindik genellemelerden mevcut. Bir Ege tasvirini , Ege görmüş birisi -öyle olduğunu düşünüyorum- görmemiş kişilerin de bildiği tasvirlerle yapıyorsa bu üslubu aleladeleştirir. Ayrıca kitabın genelinde zaman zaman duraklayan, zaman zaman canlanan bir akıcılık hakim. Özellikle iç konuşma tekniğinin kullanıldığı yerlerde ister istemez bir duraklama oluyor. Maya karakterinin sıcak duş sevdasını okumaktan kaynaklı olabilir. Aynı şekilde Alman ordusunun iki üç kez karşımıza çıkan tasviri de anlatımı duraklaştırıyor.
Günümüzde çok bilinmedik bir konunun ana konu olarak bir aşk hikayesi üzerinden anlatılması edebi açıdan hoştu ama başka bir tarihi olayın yine aşk katılarak anlatılması yinelenen bir estetik kaygısı olmalı.
Bence edebiyat yokluğunda okunabilecek bir kitap. Okuma listeniz kabarıksa önceliğinizin farklı bir kitap olması gerektiğini düşünüyorum.
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,2bin okunma