Deprem sonrası,Şubat'ın son günleri,kucağımda üç günlük oğlum,bir gün orada uç gun baska Bir yerde,arabada eşyalar,uç beş kitap,mekanın ayagimizin altından kaydiği,zamanın sanki takılı kaldığı bir zamanda açtım sayfalarini.Açmadan yersiz yurtsuzluğun mekanshzligin kıskacında mekan hayaliyle çizdim hayalimi kitabın kenarina..
Kitap bittiğinde zamana,mekana,kitaplara bakışım Bir daha degisti.Zaman neydi?Bence anların sıralı bir şekilde akmasiydi.Bir kitap gibiydi herşey.Ben bu sayfada,Tesla başka bir sayfada,bir digerinde Nuh Nebi,bir digerinde Sultan Süleyman digerinde
ve birinde Hz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Kitabın içindeki karakter olmak yerine kitabi okuyan olabilirsem bu anlar-sayfalara rahatlıkla gidebileceğim,diye düşünüyorum.
Kitaptan kuçuk bir alıntıyi aşağıya bırakıyorum.
'Bir holografik evrendeki tek yanılsama zaman değildir. Mekân kavramına da algılama biçimimizin bir ürünü olarak bakılabilir. Bu, zamanın bir kurmaca olduğu düşüncesinden daha da zor algılanabilir bir görüştür çünkü "mekânsızlık” düşüncesini bir kavrama dönüştürebilme çabası içinde, bu kavramla karşılaştırabileceğimiz hiçbir benzer durum, yöne- lebileceğimiz hiçbir -amipsi evrenler ya da kristalleşmekte olan geleceklerle ilgili- imge yok. Mekân kavramını mutlak olarak düşünmeye o denli koşullanmış durumdayız ki, için- de mekânın bulunmadığı bir alanda var olmanın nasıl bir şey olduğunu düşlemeye başlamamız bile çok zor. Buna karşın, mekânla olan bağlantımızın zamanla olan bağlantımızdan daha kesin olmadığına işaret eden kanıtlar var. Holografik Evren Michael Talbot"