Azdahak’ın her bir sayfasını merak ve heyecanla çevirdim. Okudukça bırakmak istemediğim, yer yer üzüldüğüm hatta bazen bazı satırlardan sonra durup bir kendime gelmem gerektiğini hissettiğim şahane bir eser
Macera, gizem, aksiyon, tarih ve aşk gibi konuları usta bir şekilde harmanlamış İskender Pala
3. Murat döneminin 1577 yılında İstanbul’da Ramazan’ın ilk günü gökyüzünde çıkan bir kuyruklu yıldızla başlıyor hikaye. Tüm halk bu yıldızın uğursuzluğuna, başlarına kötü şeyler getireceğine inanır. Müneccimin bunun bir doğa olayı olduğunu söylemesine rağmen inanmakta zorlanırlar. Bu süre zarfında geçmişteki bir masaldan gelen bazı olaylar ve kişiler ortaya çıkmaya başlar: “Azdahak Cemiyeti”. Bu cemiyet mensupları dünyayı kurtaracağına inandıkları bir büyük kurtarıcı beklerler. Bu kurtarıcı gelecek ve dünyayı yalanlardan, kötülüklerden, adaletsizlikten kurtaracak. O kurtarıcının gelmesi için de işlenen birçok cinayet. Evet doğru okudunuz insanlığın kurtarılması için işlenen cinayetler! 3. Murat’ın, bu cinayetleri araştırmaları ve faillerini bulmaları için tuttuğu iki hafiye.
Bu hafiyelerin başlarına neler gelir? Azdahak nedir? Dünya kurtulacak mıdır? Tüm bu soruların cevabı kitapta muazzam bir kurgu ile anlatılmaktadır.
Kitap, Firdevsî’nin Şehnâme destanında geçen Zahhak (Azdahak) karakterinden esinlenerek kurgulanmış olsa da, esas olarak bir hükümdarın iktidar hırsını değil, devlet içinde devlet gibi işleyen gizli yapılanmaları, ideolojik saplantıları ve uğruna kan dökülen inançları konu alıyor.
Tarihi- polisiye sevenlerin ellerinden asla düşürmeyeceği bir eser
Cânı gönülden bir tavsiyedir