Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hanife Doru

Nilüfer, cam bölmenin ardındaki kardeşine, boş gözlerle bakıyor.Sanki 5 duyu organı birden uyuşmuş.Sanki ona bir iğne yapmışlar, duygusuz ,tepkisiz bir zombiye dönüşmüş.Ağlayamıyor,konuşamıyor,hiçbir şey hissedemiyor. Bu duyguları babamı kaybettiğimde yaşadım,kimse yaşamasın kitapta kendimi gördüm, çok ustaca yazılmıştı teşekkürler Ayşe Kulin...
Sayfa 377Kitabı okudu
Reklam
Fırsat avucunuzun içindeyken,ondan yararlanın.Yoksa parmaklarınızın arasından akıp gider.
Baylar, yemin ederim ki ,her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır;gerçek, tam manasıyla bir hastalık.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nereye gitmek istiyorum ki. Nereye gidebilirim ki. Sürekli gitmek istemek de,bir yerde hiçbir yerde olmak istemek değil mi. Olabileceğim bir yer kaldı mı. Hiç bir yerdeyim.
Bir gezinti tüm günü ısıtabilir.Ama geceler öldürüyor beni.
Reklam
"Sen düşüncelerle yaşıyorsun,diğerleri gerçeklerle."
Nereye gömüleceğim beni hiç ilgilendirmez. Ölü gövdemin ne olacağını düşünmek bile istemem.Toprakla mı ,suyla mı birleşeceği,yoksa kül mü olacağı diyorum...
"Yaşanacak bir yaşam vardır. Binilecek bisikletler vardır. Yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak güneş batışları vardır."
Sevgi, istenilen bir olguya da aktarılır,aktarılabilir.Çeşitli anlara,çeşitli insanlara,çeşitli kentlere,caddelere,tepelere aktarılabilir.İnsan ne denli derin düşünebiliyorsa,sevgisi o denli derindir.O denli doyumsuzdur.Ve acısı da o denli büyük.
Saçlarına kır düşmeye başlamıştı ve gözlerinin altındaki çizgilere bakılırsa yaşlılık günleri yakındı.Yine de saltanatının son deminde,görkeminin zirvesinde,o en değerli eşikteydi.Meyvesi fazla değil az sonra çürümeye başlayacak ama şimdi yüce dağ başında esen rüzgardı.
Sayfa 48 - yaşlanmaya başlamak en güzel bu şekilde anlatılırKitabı okuyacak
Reklam
Bazı hatıralar üzerinden ne kadar zaman geçse de tekrara değerdir.
Çok tuhaftı! Ağlayamadım; ama ruhum paramparça olmuştu.
Hatıralar mutlu olsun,kederli olsun, hep acı verir;en azından benim için öyle;ama bu acı tatlı bir acı.Ve kalp ağırlaştığı,daraldığı, sıkıldığı,kederli olduğu zaman, o zaman hatıralar onu tıpkı sıcak bir günün ardından gelen rutubetli bir gecede çiy damlalarının zavallı, kurumuş, gündüz vakti sıcaktan kavrulmuş çiçeği canlandırması gibi aydınlatıp canlandırır.
"Ne yazmış olduğunuzu anlıyor musunuz!..Bütün bu korkunç gerçeği, bizlere göstermiş olduğunuz bu gerçeği siz mi düşündünüz?Olamaz,sizin gibi 20 yaşında birinin bunları anlamış olmasına imkan yok...Gerçeği kesfetmis ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz,size bir yetenek verilmiş,yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun,siz büyük bir yazar olacaksınız!" DOSTOYEVSKİ nin insancıklar romanını ilk okuduğunda BİLİNSKİ'nin yorumu...
Ormanların dünyayı güzelleştirdiğini,insana güzelliği kavramayı öğrettiğini,içimizi yüce duygularla doldurduğunu söylüyor.Ormanlar sert iklimleri yumuşatır. İklimi yumuşak olan ülkelerde,doğayla savaşta daha az güç harcanır.Böyle yerlerde insanlar daha yumuşak huylu ve sevecen olurlar.Daha güzel ve duyarlıdırlar.Konuşmaları zarif,hareketleri sevimli ve uyumludur. Böyle ülkelerde bilim ve sanat gelişip çiçek açar;felsefeleri iç karartıcı değildir,kadınlara davranışlar zarif bir soyluluk taşır.
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.