Bazen deli gibi öğrenme isteği duyuyorum. Bir kitapçıya giriyorum, bütün kitaplara bakıyorum, onlarca, yüzlerce kitap ve biliyorum ki her birinde bilmemiz gereken bir şeyler olabilir, bize yararlı bir şeyler olabilir ve hepsini okumak geliyor içimden. Olayın karşısında kendimi savunmasız hissediyorum, çok şeyi bilmiyorum ve öğrenmek için bir ömür yeterli değil. Bu bana müzik konusunda da oluyor, bilmediğim ama dinlemek için çıldırdığım ne çok şarkı var. Bilgisizliğimiz yüzünden tanımadığımız, tüylerimizi diken diken edebilecek ne çok duygu.
Mükerrer oyunları taltif zannedip
İyi sonuçlar çıkartmanın ustasıyım ben
Sevdiğim ihtimalleri sevmediğim gerçeklere
tercih etmeyi
Altı yaşımda öğrendim, komşumuzun atı ölmüştü
Komşumuzun atı vardı bir düşünsenize
Komşumuzun atı vardı sonra ölmüştü
Ağlarken ben, ardiye artığı hasta kütüğün üstünde
Babam geldi yanıma, eğildi ve fısıldadı kulağıma
İlk o zaman duydum cennet denen yerin varlığını
Atları da alırlarmış babam diyorsa doğrudur
O gün bu gündür, ne zaman gözlerim yaşarsa
Kulağımı uzatırım, biri bir şeyler fısıldasın diye
Çekip gitmek istediğim onlarca gecenin hepsinde
Eğilir kulağıma uzaktaki bir melek
Bekle der bana, duyarım, geçecek hepsi bekle
Usul usul beklerim, bilirim geçecek hepsi
Geçecek elbet hepsi, geçecek geçmesine de
Bir de uykum gelse.. Ali Lidar
Bir beşik düşüyor hayatın rahminden
Çığlıklarla sarsılıyor zaman
Görkemini yitiriyor ölüm
Çok konuşulan az susulan hikâyelerden geçiyor insan
E.Gülüş Teke