Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tonton Dede

Tonton Dede
@Huzur8m
;) Asla vazgeçme.. -:) Okuyorum o halde varım.. =)︎ Kitap kokusu ve tabiki sert kahve kokusu.. ÷) Az konuşup çok dinlemeli insan ve tabiki de daha çok okumalı insan..
Sabitlenmiş gönderi
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım..
Reklam
Hiçbir insandan, bana verdiğinden fazla bir şey istemeye alışmamıştım..
Hiçbir kadın ihtiras halindeki bir erkek kadar aciz ve gülünç olamaz..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz?
Göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım..
Reklam
- Neden bu kadar dikkatli bakıyorsunuz? dedi. Bu sual, aynı zamanda benim kafamda da canlandı: Nasıl oluyordu da hiç çekinmeden, bir kadına belki ilk defa olarak bu kadar dikkatle baktığımı aklıma getirmeden onun uzun uzadıya seyrediyordum? Ve nasıl oluyor da hala bu suali sorduktan ve gözlerini bana çevirdikten sonra böyle cesaretimi kaybetmeden ona bakmaya devam ediyordum?
Dünyada bundan daha ferah verici bir şey olabilir miydi? Şimdi onunla beraber bu ıslak yollarda yürüyecek tenha ve loş bir yerde oturarak göz göze gelecektik. Ona birçok şeyler, şimdiye kadar hiç kimseye hatta kendime bile söyleyemedim şeyler anlatacaktım..
Yaşamak, tabiatın en küçük komutanışlarını seçerek, hayatın sarsılmaz bir mantıkla akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir âna bir ömür kadar çok hayatta olduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..
Eskiden her insan hakkında hiçbir esasa dayanmadan, sırf mukavemet edilmez bir hissin, bir peşin hükmün tesiriyle nasıl "Bu beni anlamaz!" demişsem, bu sefer bu kadın için gene hiçbir esasa dayanmadan, fakat o yanılmaz ilk hisse tabi olarak, "İşte bu beni anlar!" diyordum..
Bu kadının karşısında her şeyimi ortaya dökmek bütün iyi ve fena kuvvetli ve zaaf taraflarımla en küçük bir noktayı bile saklamadan çırçıplak ruhumun onun önüne sermek için sabırlanıyordum. Ona söyleyecek ne kadar çok şeylerim var ki bunların bütünü ömrümce konuşsam bitmeyecek sanıyordum..
Reklam
Ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza hesaplarımıza tanışmaya lüzum bile görmeden meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafı bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu..
Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı ama bir çoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi..
Maria Puder bana bir ruhum bulunduğunu öğretmişti ve ben de onun şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak, bir ruhu bulunduğu tespit ediyorum.
Artık Maria Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhtaç olduğun bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberi olmayan bir insanın vücudu birden bire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?... Ben de, o zamana kadar ki hayatımın boşluğunu gayet sizinle sırf böyle bir insandan mahrum oluşumda bulmaya başlamıştım...
O zamana kadar bütün insanlardan esirgediğim alaka, hiç kimseye karşı tam manasıyla duymadığım sevgi sanki hep birikmiş ve muazzam bir güç halinde şimdi bu kadına karşı meydana çıkmıştı..
960 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.