Hygieia
@Hygieia_
Dinleyin! Ben falancayım. Her şeyden önce başkalarıyla karıştırmayın beni!
Lisans
Sinop
36 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Ben böyleyim işte! Garip bir kadınım. Benimle ahbaplık etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız.
Bir kitap okudu
249 syf.
·
Puan vermedi
Okur Takip Önerileri
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
1/20 kitap - %5 tamamlandı
1 kitap okudu
20 kitap
249 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
13 günde 1 kitap okumalı.
“İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.”
.... Demek ki, o yüksek yerlerde devlete yararlı olmanın yeri yok. Erdemin dengesini bozacak bir hava yatar orda. İşte Platon şu benzetmeyle destekler bilgeleri devlet işlerinden uzak tutmayı: Bilgeler sürekli bir yağmur boşanırken sokaktaki kalabalığa evlerinize girin de ıslanmayın diye bağırırlar. Sesleri duyulmazsa sokağa çıkıp herkesle boşu boşuna ıslanmazlar.
Trafik cezalarına şaşmamalı
İçerde nasıl yönetim ve adalet yolu tuttuklarına bakalım. Biri çıkar: Devlet paranın değerini verirken artırsın, alırken indirsin. Böylelikle kral hem borçlarını öder hem de hazinesini doldurur. Bir başkası şöyle yasayı daha kazançlı görür: yüksekçe para cezası olan yeni yasalar çıkaralım bu yasakların çoğu halkın yararına olsun böylece hem halkın duası hem parasını alırız.
Milyonlarca çocuğu bozucu, körletici bir eğitimin pençesinde bırakıyorsunuz. İçlerine çocukluktan giren kör, kötü tohumlar meyvelerini verdiğinde cezaya çarptırıyorsunuz. Sizin yaptığınız nedir?
Cezalandırmak için kötülük yaratmak.
Yoksulluk nedenlerine, gösteriş için çılgınca eklenen paralarda ekleniyor. Uşaklar, İşçiler, köylüler, bütün sınıflar giyeceklerinde, yiyeceklerinde görülmedik bir lükse kaçıyorlar. Bir de fuhuş yerleri, ayyaşlık, cümbüş ve türlü kumar yuvaları. Adanızı bu toplum vebalarından, bu suç ve yoksulluk tohumlarından kurtarın.
Kaza ve kader, talih ve tesadüf tabirleri Arapça'dır; Türkleri alakadar etmez.
Mustafa Kemal Atatürk
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Geçmişin toplumsal yapılanması üç dayanağın üzerinde duruyordu: rahip, kral, cellat. Uzun süre önce bir ses: Tanrılar gidiyorrr! dedi. Son olarak başka bir ses haykırdı: Krallar gidiyorrrr! Şimdi üçüncü bir sesin yükselmesinin zamanıdır: Cellatlar gidiyorrrrrrr!
Delirmenin insanı yaşattığı söylenir; en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir; ölü gibi uyunur.
Sayfa 13
Acaba şu anda bulunduğumuz fakültenin, gösterişli, kırmızı tuğlalarının ve bahçesinin dağınık, bakımsız otlarının altında neler vardı? İçinden yemek yediğimiz sade porselen tabakların ve sığır etinin, yemeklerin arkasında nasıl bir güç vardı?
