Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zemheri

96 syf.
·
Puan vermedi
"Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar." Bu cümle ile başlar Sadık Hikayet'in başyapıtı Kör Baykuş ve sanki kitabın devamı bu cümlenin içerisinde barındırdığı derin anlamı açıklama çabası içinde devam eder gibidir. Bir anda görülen ve hayal mi gerçek mu olduğu belli olmayan güzel bir kadın ve devamında kendisine duyulan aşk. Gerçek ve hayal arasındaki çizginin bu kadar belirsizleştiği çok az kitap hatırlarım hafızamı zorladığım zaman. İsmi olmayan bir karakterin görüp görmediğinden emin olmadığı birine olan aşkını anlatan kitap, sade ve anlaşılır diliyle okuyucuya işlenen duyguları aktarma konusunda oldukça başarılı. Kör Baykuş eseri zaman ve mekânın dışında bir kitaptır desem yanlış bir ifade kullanmış olmam sanırım. Eser, okuyucuyu gerçek ve hayal arasındaki ince çizgide çok büyük bir muallakta bırakıyor. Kitabı okurken hangisi gerçek hangisi değil ayırt etme konusunda büyük bir çaba verilmesini gerektiriyor. Anlaşılması zor olan durumlar barındırsa da, okunması tavsiye edilir.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,2bin okunma
Reklam
544 syf.
·
Puan vermedi
FİLM Mİ İZLEDİM, KİTAP MI OKUDUM?
Ön yargının her türlüsüne karşı olan bir karaktere sahibimdir aslında ama benim de sahip olduğum ön yargılarım varmış. Mesela bir kitabın insanda nasıl gözyaşına sebep olabileceğini anlayamaz ve böyle bir durumun gerçekleşeceğini de kabullenmezdim açıkçası. Ama anlatılan her şeyi sonuna kadar hissettiren, insana büyük bir duygu yoğunluğu yaşatan,
Bülbül
BülbülKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20174,823 okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
Zavallı, Yoksul İnsanlar
Çok tuhaftı! Ağlayamadım, ama ruhum paramparça olmuştu. Kitabın belki de en çok bilinen cümlesi budur, çünkü kişinin ifade edemediği, içinden çıkamadığı ama aynı zamanda tüm hayatını etkileyen acıların tercümesi gibidir zannımca. Kitabın mekanı Dostoyevski'nin çoğu eserinde olduğu gibi yine Petersburg'dur. Dostoyevski'nin ilk romanı olmakla beraber en iyi eserlerinden biri olduğu kuşku götürmez bir gerçek.Yayınlandığı andan itibaren övgüyle karşılanmış olup daha sonra çoğu dile de çevirisi yapılmıştır. İnsancıklar, ya da asıl ismi ile söylenirse; "Zavallı, Yoksul İnsanlar", edebiyat tarihinin farklı zirvelerinden biridir çünkü 23 yaşında bir gencin, Fyodor Mihayloviç Dosytoyevski'nin hayatında bir dönüm noktasıdır ve aynı zamanda Rus edebiyatının gelişiminde de. Bizim edebiyatımızda da çevirisi bulunan ve kitabın asıl ismine en yakın ismi veren çevirmen Nihal Yalaza Taluy ya da yayımcı Yaşar Nabi Nayır olmuştur. Kitap bir memur olan Makar Devuşkin ve karşı apartmanında bulunan Varvara Alekseyevna arasındaki mektuplaşmalardan oluşmakta ve bence düşündürücü yönü kişiye göre değişiyor olsa dahi yüksek bir seviyede yer almaktadır. Fakirliklerin, yoksul insan yaşamlarının da izlerini barındıran eser bu konuları betimlemelerle desteklemekten de geri durmamakta ve okunurluk konusunda yüksek tavsiye niteliği taşıyan eserlerden sadece bir tanesi.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202361,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
159 syf.
·
Puan vermedi
Acımak da öğrenilir
Nasıl başlasam, hissettiklerimi hangi sözcüklerle anlatsam bilemiyorum. Ben Reşat Nuri Güntekin'i Çalıkuşu romanıyla tanıdım ve ondan daha iyi bir eseri olabilir mi diye düşünmüşümdür hep. Hangi eseri daha iyi gibi bir karşılaştırma içine giremem ben, ama Acımak iyi olan eserlerden bir tanesi demeye hakkım var sanırım. Kitabı okurken
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,3bin okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Bırak artık
Duygularımızı yönetemediğimiz, hatta çoğu zaman onların bizi yönettiği durumlar yaşarız. Öfkelenip birilerine kızarken, bir yerleri dağıtırken, hatta ve hatta alışkın olmadığımız sözler sarf ederken bile görebiliriz kendimizi. Nasıl oluyor da bu kadar kontrolden çıkıyoruz diye oturup pişman olabilir hatta sergilediğimiz davranışlar için utanç bile duyabiliriz kendimizden. İşte Adem Güneş, Bırak ve Rahatla kitabıyla tam da bu noktaya parmak basıyor. Kişiliğimizi oluşturan duyguların nerdeyse hepsinin çocukluktan kazanılmış olduğunu, aslında sahip olduğumuz çoğu davranışın bir acı olduğunu, hatta kendimizi tam tersi olduğu halde bu acılarla güçlü hissettiğimizi ama gerçeğin hiçte öyle olmadığını, yaralı olan taraflarımızı onarmanın mümkün olduğunu en önemlisi de kendimizle barışmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor bizlere. Etrafımızda cereyan eden olaylara aslında bizim bakış açımızın ne kadar büyük bir etkisi olduğunu görmek garip geliyor açıkçası. Hiç kimse için, herkesten önce kendimiz için değişmenin imkansız olduğunu düşünmemek gerekiyor, bunun için de kendimizi en önemli noktadan, yani duygularımızdan onarmanın mümkün olduğunu görebiliyoruz. Kendi duygularında değişiklik isteyen, en basit şeye bile farklı bir bakış açısıyla bakmak isteyen her insanın rahatlıkla alıp okuyacağı ve uygulayacağı adımlar barındıran bir eser.
Bırak ve Rahatla
Bırak ve RahatlaAdem Güneş · Timaş Yayınları · 20191,992 okunma
Reklam
591 syf.
·
Puan vermedi
Gülüm
Mekke'de bir kız çocuğu iseniz, geceler sizin için en uyanık olduğunuz gündüzlere döner. Bu düşünceye sahip biz kız çocuğu olmuş olsanız ne hissederdiniz, ya da korkudan başka bir hissiniz olur muydu? İşte Mekke Hz. Muhammed'den önce tam olarak böyle bir yerdi. Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, babaların şereflerinin bunu
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 202010,4bin okunma
332 syf.
·
Puan vermedi
AHMED CEMİL
Halid Ziya Uşaklıgil denince akla gelen ilk eser Aşk-ı Memnu eseridir şüphesiz, bunda eserin orijinal haliyle çok fazla bağdaşmasa da televizyon dizisine uyarlanmış olmasının etkisi göz ardı edilemez tabii ki. İlgi gören eserlerinden birisi de Mai ve Siyah kitabıdır fikrimce. Kitabın dili ağır olmamakla beraber içerisinde eski kelimeler de
Mai ve Siyah
Mai ve SiyahHalid Ziya Uşaklıgil · Can Yayınları · 201926,7bin okunma
634 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlık çok da yeni değil
Yaşadığımız dönemde insanlığın gelmiş olduğu, ekonomik, bilimsel, teknolojik ve daha bir sürü alanda gerçekleşen atılımlara bakıldığı zaman bunların belli bir birikim sonucu gerçekleştiği görülür. Kutsal Taş kitabını okumaya başladığınız zaman belki de insanlık tarihinin ilk zamanlarında buluyorsunuz kendinizi. Evlerin olmadığı, göçebe bir yaşam
Kutsal Taş - İnsanlığın Uzun Öyküsü
Kutsal Taş - İnsanlığın Uzun ÖyküsüBarbara Wood · Yurt Kitap Yayın · 200987 okunma
183 syf.
·
Puan vermedi
Çocuk her yerde çocuk olmalı!
Glória hayallerime ne olduğunu soruyordu. "Artık yoklar. Uzaklara gittiler..." Kitapta hayran kaldığım birden fazla alıntı mevcut, ama kişinin hayallerine veda etmesi her zaman içimi acıtan şeyler arasında yerini almaya devam edecek. Şu hayata hiçbir şey bilmeden mi geliyoruz, yoksa bir şeyler bilip bunun üstüne ekleyip yaşamaya mı
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,9bin okunma
510 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Peygamber mi dediniz?
Kendisine Seyduna dedirten, Peygamber olduğunu iddia edip etrafında fedaileri toplayan Hasan Sabbah ve gerçekleştirmek istediği emelleri için kurduğu sahte cennet olan Alamut kalesi.... Kitabı okurken, böyle bir şey gerçekten olmuş olabilir mi demekten alamadım kendimi. Kendisini ismaili davasına adamış olarak gösterip bu inanışa sahip kişileri
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma
Reklam
226 syf.
·
Puan vermedi
Kırmadan da sevilebilir
Her milletin, her uygarlığın, hatta her canlının kendini ifade etme biçiminin var olduğunu biliyoruz. Peki bir duygunun kendini ifade etme, hatta anlaşılma gibi bir kaygısı olabilir mi? Sevgi duygusunun büyüklüğüne, çoğu şeyin üstesinden gelebileceğine ve her yarayı iyileştirebileceğine olan inancımı hiçbir zaman yitirmedim. Gary Chapman tam da bu noktaya parmak basıyor. Arkadaşlar, iş yerleri çalışanları ve en önemlisi eşler arasında iletişim çok büyük önem taşıyor. Karşınızdaki kişinin sizi anlayacağı şekilde konuşmadığınız sürece, iyi şeyler dile getiriyor olsanız dahi yanlış anlaşılır ve buna göre muamele görürsünüz. Beş Sevgi Dili kitabını okurken dikkatimi çeken şey, sevginin de kendine göre ifade edilme biçimlerinin olduğu, her insanın sevgiyi ifade etme ve sevgiyi alma biçiminin değişiklik gösterdiği. Uzun ömürlü evliliklere göz attığımız zaman, en önemli unsurlardan bir tanesinin aradaki sağlıklı iletişim olduğunu görürüz. Eşinizin ya da daha önce de dile getirdiğim gibi karşınızdaki kişinin dilinden konuşmak için, anlamak ve anlaşılmak için neyi nasıl ifade edeceğimizi öğrenmemiz gerekiyor. Gary Chapman bu noktada Beş Sevgi Dili kitabı ile yol göstericilik ve öğreticilik rolünü üstleniyor. Dilinin akıcı olması, kolayca anlaşılır olması ve hayata indirgenip uygulanması konusu da okunması için diğer özellikler.
Beş Sevgi Dili
Beş Sevgi DiliGary Chapman · Koridor Yayıncılık · 20127,9bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
Her şey tozpembe değil hep
Deborah Raney farklı bir aşk hikayesiyle çıkıyor karşımıza. Sonsuza kadar sürecek olan bir aşkın varlığına kendim de inananlardan değilim doğrusunu söylemek gerekirse, ama böyle bir şeyin var olmasını da istiyorum bir yandan. Bryn kocası itfaiyeci olan ve sığınma evinde gönüllü olarak çalışan bir kadındır, kendisinin ihmali sonucu ortaya çıkan yangında hem kendi kocası hem de kocası dışında dört kişi daha hayatını kaybeder. Hayatını kaybedenler arasında Garrett'ın eşi de vardır ve ikisinin sahip olduğu benzer acı onları bir araya getirir, lakin birbirlerine karşı olan sevgileri onları bir arada tutmaya yeterli gelecek midir, ya da Bryn'ın işlediği suçun üstesinden nasıl gelecekler. Kitaba sadece aşk konulu bakmak çok doğru bir davranış olmaz zannımca, çünkü hepimizin sahip olduğu imtihanlar var küçük veya büyük. Kitapta insanların başına gelen şeylerin onları inanç konusunda daha güçlü kıldığına da şahit olmak mümkün. Her insan okuduğu kitapta kendinden bir şeyler bulmakta haklıdır, nasıl ki her dinlediği şarkıda kendi duygularını buluyorsa...
Sonsuza Kadar Aşk
Sonsuza Kadar AşkDeborah Raney · Sonsuz Kitap · 201173 okunma
133 syf.
·
Puan vermedi
Bir Milletin Uyanışı.
Her kitabın kendine has bir özelliği ya da yazarının vermek istediği bir mesajı vardır. Ben Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını okurken yol göstericilik kavramının öne çıktığını hissettim. Doğru telaffuz etmek gerekirse, bir milletin istediği zaman neler başarabileceğini, nelerin üstesinden gelebileceğini, kalkınmanın, eğitimin, insanları bilinçlendirmenin imkansız olmadığını, aslında bir şeylerin yoktan var edilebileceğini gördüm. Kendilerine Suomi denen Fin halkı bataklık olan bir yeri yurt haline getirmeyi başarmakla kalmamış, diğer insanların çoğuna da yol gösterici olmuşlardır desek yalan olmaz.Her insanın inandığı, ulaşmak istediği hayaller vardır, Grigory Petrov bu hayallerin istenildiği zaman ulaşılmaz olmadığını gözler önüne sermeyi başarmış. Son söz olarak, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu her ferdin anlamasına yardımcı olabilecek bir eser diyebiliriz.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Hayat Yayınları · 199899,2bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
Balzac babalık figürünü, aşkı, nefreti, fakirliği, özelliklede çocukların bir baba için önemini, kitabı okuyan kişinin kendi içinde hissedeceği şekilde anlatmış. Goriot Baba iki kız babasıdır ve kızları mutlu olsun diye onlardan uzak yaşamayı kabul eden, pansiyonda kalmaya razı olmuş, kızları için yapamayacağı şey olmayan bir babadır. Goriot Baba içinde bulunduğumuz zamanda bir sürü kişinin belki de taşımadığı, hatta tam tersi özelliklere sahip olduğu bir vakitte kadın erkek fark etmeksizin herkesin okuması gereken, ebebeyn olunca işin sadece karın doyurmakla bitmediğini öğrenmesi lazım olan tüm insanların okuması gereken kitaplardan biri. Hâlâ anlayamadığım şekilde, çocuklarına şiddet uygulayan hatta terkedip giden insanlar mevcut, bu tür olayların tamamen bitip gitmesi elbette çok zor, ama bilinçlendirmek, bu tür konuları öğrenmek çok da zor olmasa gerek.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · Can Yayınları · 202214,8bin okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
Yolda yürürken, uyurken, yemek yerken, konuşurken ya da hayatın herhangi bir alanında normal bir işlev yerine getirirken aniden görme yetinizi kaybettiğinizi hayal edebiliyor musunuz? José Saramago'nun Körlük kitabı, trafikte kırmızı ışığı bekleyenlerden birisinin arabasında aniden kör olmasıyla başlar, körlük bulaşıcıdır ama ilk başta bunu kimse bilmez. Kör olan kişiyle en ufak bir yakınlığı olan kişiler de yavaş yavaş kör olmaya başlar ve karantina uygulamasına geçilir ama bu uygulama da işe yaramaz ve körlük hızla yayılır. İlk kör olan kişinin gittiği doktor da kör olup karantinaya alınanlar arasındadır fakat işin ilginç yanı doktorun karısının körler arasında yaşamasına rağmen kör olmamasıdır. Karantina da yaşananlar, insanların iyi ve kötü davranışları daha yaşanan bir sürü şey kitapta anlatılmakta ve aslında bu vesileyle okuyucuya bir mesaj da verilmektedir. Corona virüsün uzun bir süredir hayatımızı etkisi altına almış olduğu şu vakitte Körlük kitabının okunması yerinde bir karar olacaktır.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,8bin okunma
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.