Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem Büşra Nurçe

“Kulağınıza küpe olsun; insanları peşinen kınamayın, diğerlerinin ne dediğine kulak vermeyi ihmal etmeyin, Batı’nın kapıldığı kibre kapılmayın. İyileri ve kötüleri ayırırken ortada kalanları da iyilerin yanına alın. Ama kötü de olsalar asla insanlara zulmetmeyin. Allah iyilerin olduğu kadar kötülerin de Allah’ıdır.”
Sayfa 64 - Ketebe, Hoca Ali GarbîKitabı yarım bıraktı
Reklam
“Muhammed b. Abdullah, Medine’nin peygamberi ve lideri, muhacir ve ensarın komutanıydı. Kimse O’nun nüfuzlu kişiliğine karşı koyamazdı. Ancak sahabelerine damadını bırakmalarını ve çok sevdiği eşi Hatice’nin gerdanlığı olan fidyeyi, kızı Zeyneb’e iade etmelerini emretmedi. Peygamber, herhangi bir siyaset gütmeden, cerbeze yapmaksızın tevazu ile ashabından bir ricada bulundu ve onlara seçme özgürlüğü verdi. Kendi kararını dayatmadı. Müslümanlar aşkla Peygamber’in ricasını kabul ettiler ve onun istediği şekilde Ebu’l-Âs’ı serbest bıraktılar. Zeyneb’in parasını ve gerdanlığını da Mekke’ye geri gönderdiler.”
“Rahmeten lil âlemin” sallallâhu aleyhi ve sellem
O (s.a.s.),bütün insanlığı bir ana ve bir babanın yani Âdem ve Havva’nın çocukları ve dünyanın bütün yaşlılarını anne baba, bütün gençlerini kız ve erkek kardeş, bütün çocuklarını da kendi çocukları olarak görmüştür. O (s.a.s.) bu dünyadaki anlamın merkezi ve evrenin ruhu olanla tüm varlığıyla gönülden bütünleşmiş ve her insanın cevherini, canında bu hakikatin bulunması olarak bilmişti. O “ruhullah”ın (Allah’ın Ruhu) bütün insanlarda mevcut olduğunu biliyordu ve tüm insanları hiçbir sınır tanımadan iyalullah yani Allah’ın ailesi olarak görüyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşure Ağacı
Duyduuuk duymadık demeyiiin! Aşure Ağacı derler bana. Tam tamınaaa kırk çeşit meyve vardır her dalımda. İlk zamanlar sıradan bir fidandım aslında. Bir gün bir adam çıkageldi yanıma. Bağladı iki yabancı dalı bana. Başlamıştı benim için sürpriz bir hayat, koca bir kıştan sonra. Tam bir renk cümbüşüydü gövdem beş yılın sonunda. Görenler beni benzetiyorlardı aşure tatlısına. Aynı anda 40 farklı meyve veren bitki “Aşure Ağacı”nın gerçek hayattan alınan öyküsüyle tanışmaya hazır mısın?
Gözyaşı
“İnsanlar ağlar; canı acıyınca, kalbi kırılınca, korkunca, üzülünce, özleyince, sevinince... Bazen sadece gözleri dolar, bazen de hıçkırıklarla ağlar. Hangi yaşta olursa olsun insan, gözyaşı hep aynı akar. Çocuklar ağlar, kadınlar ağlar, erkekler ağlar. İnsanlar ağlar.”
Sayfa 33 - Karavan çocukKitabı okudu
Reklam
Hayatım boyunca kendimle ilgili olarak uzun açıklamalara girmekten kaçındım. Yani duygularımı bütün açıklığıyla uzun uzun anlatmadım kimseye. Bunu yapmak doğru muydu bilemiyorum ama bu böyle sürdü. İstedim ki bana bu kadar yakın olan insanlar birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle, bir bakışla, bir nefes alışımla anlasınlar neler olup bittiğini. Çünkü ben böyle anlayabiliyorum. Eğer sahiden birinin yakınında duruyorsam, bu kadarla da olsa farkına varabiliyorum olup bitenlerin. Yakınlarında olmanın hakkını veriyorum ve bunu onlardan da bekliyorum...
Kimseye karşı en ufak bir kompleksim de yok. Sadece bu ülkenin gerçek sahiplerinden biri olarak yaşamak, soluduğum havanın ve aldığım nefesin hesabını da yalnızca Allah'a vermek istiyorum. İnsanlara kendileri olmak hakkını çok görenlerin yanıltıcı gururunu asla paylaşmıyorum. Kendimi zamanın kirinden arınmış görmüyorum. Biliyorum ki, vademi doldurmak için attığım her adım, günah çeteleme bir çizik daha ekleyebilir. Biliyorum ki, herşeyin istikametini terkettiği bir gün, benim için de karanlık bir gündür. Direnemediğim, eksiltemediğim, başedemediğim günahlarım olduğunu, hayatımın her gün biraz daha ellerimden çözüldüğünü,. hergün biraz daha "bir başkası" olarak köşeye sıkıştırıldığımı itiraf ediyor, suyun akış yönüne bu kadarcık da olsa direnebildiğim için yine rabbime şükrediyorum. Asla ümitsiz değilim. Dünyada yaprağın bile ilahi iradeden habersiz kıpırdayamayacağına ve kaderin hayatın şaşmaz güzergahı olduğuna inanıyor; bunu inancımdan bir cüz sayıyorum. Ben müslümanım. Hayatın bütününden sorumluyum. Sıkıntılarımı seviyorum, onları onurlu yaşamanın gereğini biliyorum. Kederlerimi inkar etmiyor, onlara sahip çıkıyorum. Doğru bir yerde durduğuma inanıyorum. Yaşadığımız günlerin içlerimizi yeniden ısıtmasını diliyorum. Çocukluğunu şiddetle özlemeyen büyükler olalım istiyorum. Ama eski zamanları şiddetle özlüyorum.
Kendimi tanımladığım gibi tanımlayabildiğim insanların dışındakiler, beni pek fazla ilgilendirmiyor. Onları kendi hayatlarıyla başbaşa bırakıyor, benim gibi olmalarını beklemiyorum. İbadethane mimarisinde kuş barınaklarına yer veren bir rahmet geleneğinden olduğuma inanmak istiyorum. Benden rahatsız olmayan hiç kimseden rahatsız değilim. Benimle birlikte yaşamayı içini sindiren hiç kimseden ayrılmak niyetinde değilim. Ben kıyamete kadar onlar için de bir güvenlik kapısı olmaya kararlıyım. Ben bir müslümanım, benimle aynı inancı paylaşan insanların insan yakmayacağını biliyorum. Ben Allah'a kulluğun, kullara merhametten geçtiğini biliyorum. Canı insanlara bağışlayanın yerine geçmeyi inkar sayıyorum. Ben müslümanların hatalarının, inançlarıyla mesafeleri oranında çoğaldığına inanıyorum. İnsanların günahlarının, onlara o günahları yasaklayan dine maledilmesine isyan ediyorum.
....Ben bir müslümanım. Etrafımda da inançlı insanlar var. Geçen yılların aramızdaki birşeyleri eksilttiğini, günlerin o eski günler olmadığını görmenin derin hüznünü yaşıyorum. Güvenlik ve erdemi bir eski zaman masalı olarak anlatmaktan hücrelerime kadar sıkılıyorum. Bir müslüman olarak, Allah'a inanan insanların birbirleri için de güvenli sığınaklar olabilmelerini diliyorum yeniden...