Sabahleyin iki asker, kalbimi tamamen aldı. Taburlarn ilk siralarinda idiler. Esasen ilk dizi en boylu, en güzel , en sağlamlarından seçiliyor. Bir tane sarışın, uzun,haşin yüzlü bir Rumelili vardı. Sarkıya o başlıyor ,ötekiler aldırıyor: «Yüriyelim ileriye, girelim Rumeli'ye», Kim bilir
Rumeli de kalbinin neresini gömdi? Oteki gibi; Anadolu usağı ve tablo gibi bir sıra neferin arasinda .Başı bütün taburdan
bir karış uzun ay yıldızlı kahverengi kalpağı var, gözleri bu ay yildizdan daha buyük ve daha ateşin kestane renginde. Öyle
güzel, oyle güzel ki, ancak insan bunu bir romanda, belki de bir dramda temsil eder. Azası kavi, kolları kırmızı bayrağın direğine sarılmış Ve su içinde yürüyen bir sancaktar : Senin için ey Sancağımız ölürüz de vermeyiz…
Arkamdan bütün koğuş gürleyerek devam etti: Senin için ey sancağımız güle güle kurban oluruz .