Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cansu

Cansu
@Justcansu
Estetisyen
İstanbul
28 Aralık
4 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
Saat sabah altıyı geçiyor. Gün aymak üzere ama ben hala gecenin peydahladığı acıların yükleriyle ayakta kalmaya çalışıyorum. Zaten payıma düşen tek şey yalnızlık ve depresyon belirtileri şu sıralar. Bunlarla ne yapacağım bilmiyorum. Haksızlığa uğradığım bir konuda nasıl davranmalıyım, içimin buruk olduğu cümlelerle nasıl uyuyabilirim bilmiyorum. İs kokusu gibi içime sinmiş o kırgınlık, hiçbir şekilde atamıyorum. Normal hayatımı geçtim, rüyalarımda bile kabusum olmaya devam ediyor. Kendimi durduramıyorum, o his peşimi asla bırakmıyor. Mantığım kendi sesine sağır kalmak için zorlarken beni, kalbim çığlıklarıyla dünyamı sarsıyor. En ücra köşelerime kadar kırgınım ama hala güçlü durabiliyorum sanki. Kendim ve benim aramda olan o bağ da ne varsa dibe çöktüğümün farkında. Ama sesini çıkarmıyor, çünkü eğer konuşursa kendi kafasına sıkar, kendini görmez artık.
Reklam
Anlaşılmamak yoruyor. Susturulmak, kendi içine çekilmeye zorlanmak yoruyor. İnsanlar ve insanlığın kendisi başlı başına yoruyor. Bedenim yoruluyor, yorgunluğum bile yoruyor artık. Kaldıramıyorum bu kadar fazla yükü. Size hafif gelen ağrılar beni ölüme sürüyor biliyorum. Boşver, geçecek, düzelecek diye diye kendimi heba ettim bunca zaman boyunca. Konuşmak istedim ama ilk kelimemde yanlış anlaşıldım. Susmak istedim ama çığlık ata ata konuşturdular beni. Benliğimi öldürdüler, beni kendime düşman ettiler. İçimde benden kalan her hücre çürüdü. Gözlerim artık eskisi gibi parlamıyor, ruhum bedenimi terk etmiş gibi ruhsuz bir şekilde bakıyorum yalnızca. Kulaklarım aldığı komutlarla hareket etmeye zorluyor beni. Kendime bile ait değilim artık. Toplumun, insan denen varlıkların kuklası olmuşum. Benliğim kalmamış, içimde beni benden yapan hislerim bile ölmüş.
Acının saati, dibe vurmanın zamanı veya yalnızlığın belirli bir süresi yoktur. Ansızın kanayan yarana yapılan baskı seni bedeninden koparır götürür. Ne olduğunu anlamadan, çözmekten korktuğun o konu ayağına kene gibi yapışır da seni bırakmaz. Kaçtığın gerçeği bir kez daha yüzüne vurulur, bir defa daha sorgularsın ne yaptığını. Neden böyle

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Acaba diyorum, ben buralara ait değil miyim? Bir parçam eksik değil de tüm parçalarım tamamen yokmuş gibi çünkü. Yerimi yadırgıyorum. Varlığım önceden başka bir yere aitmiş gibi, buralar bana tamamen yabancı. Her gün konuştuğum insanlar yabancı, söz ettiğim kelimeler uzak bir benliğe ait, kabul edemediğim düşünceler zihnime yalancı. Garip bir ikilemde, garip bir döngüyü yaşıyorum. Ve buna mecbur bir evrende nefes alıp vermek beni mahvediyor. Günden güne yok oluyorum, bitap düşmüş zihnim bedenime de hükmediyor. Bu yaşamdan kopmak üzereyim, henüz kendimi ait hissettiğim yaşama ayak basamamışken.. En çok zoruma giden de bu. İçimde var olan ruhuma dokunan gerçek bu..
Çektiğim acılar ne zaman son bulacak? Bu girdaplarla dolu zihinden, hangi akıllı çıkabilmiş ki ben çıkayım? Ben yapamam sanırım. Ne bu ızdırap dolu hayatımı unutabilirim, ne de unutamadığım bu gerçekliğin mutsuz sonucuna varabilirim. Sonbaharda rüzgarın taciz ettiği yaprakların hepsi; umutlarıma dokunan hayatın kirli ellerinden ibaret gibi zaten. Neye elime uzatsam hevesimden eksiliyor. Hayatım tepetaklak, çizdiğim sınırların kara izleri içinde boğulan bir benliğe itaat etmekten yoruldum. Kafamda kurduğum karanlığın içinde kaybolmaktan da yoruldum ben. Ne zaman mutlu olacağım? Heveslerim tarafından boğulduğumda mı? İçimde gömülen hislerin arasına benliğimi gömünce mi? Söyleyin bana; Ben nasıl nefes alacağım boğulduğum bu denizlerde? Susmayın, Çaresini söyleyin sadece. Söyleyin, Aradığınız çarelerin aslında hiç olmadığını, boşluktan ibaret bir heves kursağının kaçışlarım olduğunu.
Reklam
Ruhum geçmişte kalmıştı. Ama şimdi burada, bedenimin içinde hissediyorum onu, çünkü coşkuyla titriyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bildiğim tek şey, üç yıldır yaşamın beni gitmek istemediğim bir yöne iteliyor olduğu."
"Gel, Çünkü gelmen gerek, Çünkü sen gelmezsen Gidecek herşey." Bal
Mesafenin önemi yoktur.. Burnunun dibinde olsa ne olacak? Seni anlamıyorsa, Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda... En ihtiyaç duyduğun anda, İki satırıyla bile olsa, Bir çırpıda yanı başında.. Mesafe uzaklıklarda değil, Mesafe fedakarlıkta! Özdemir Asaf
Anlaşılabilme umudunu tüketen insanlar,dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar, kurtulması güç bir tuzağa düştüklerini fark edemeden. Çünkü, beğenilmeyi merkez alan bir dünya, insanın kendi içinde giderek daha sıkı kilitlenmesi ve çıkışı bulunamayan bir yalnızlığa gömülmesine neden olabilir. Dolayısıyla, kendini var hissedebilmenin tek yolu da beğenilmenin sürekliliğini sağlamaya yönelik bir hayat tarzı. Beğenilme öylesine bir iptila ki bu ihtiyaç karşılanamadığında yaşanabilecek bozgundan kaçınmak için sergilenmekte olan performansın aralıksız sürdürülmesi zorunlu hale gelir. Bunun sonucu olarak, hayatını beğenilme üzerine kuran insanların derininde, çoğu zaman dışarıdan fark edilemeyecek kadar iyi maskelenmiş bir depresyon yaşanır.
"Hiç güldüğünüz sırada aslında mutlu olmadığınızı farkettiniz mi?..."
Reklam
Her şey iyiye gitmeli, çünkü bu kötü şeyleri boşuna yaşamış olamam.
"Binlerce kez iyi geceler sana."
En korkunç canavarlar ruhumuzda gizlenenlerdir.
Yalnızlık paylaşılmaz..
Neden pek çok şey onları elde ettiğimizde güzelliğini kaybediyor?
170 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.