Bireysellik algıları yok. Herkesin motivasyonu bir başkası gibi olmak. Birey yok, biri gibi olmak var. Bireyselliğin keşfiyle ancak gelişebilecek kollektif bir bilinçle üretken arılar gibi yaşayabilecek potansiyelleri varken, tüketime adanmış bir sistem içinde önüne gelen herşeyi tüketen ve amaçsızca üreyen yağmacı çekirgeler gibi yaşıyorlar…. Karakter yok. Toplumda karakterlere yer yok. Kendini para ile koruyamıyorsan karakter sahibi olman çok tehlikeli olabilir…
Elbette ki hayatla bağlantılı pek çok mesele vardır ve işte size onların en yaygın olanlarından birkaçı: İnsanlar neden doğar? Neden ölürler? Neden bu ikisi arasında geçen zamanın büyük bir bölümünü dijital kol saatleri takarak geçirmek isterler?
"Şaşkınlık uyandıracak kadar yararlı bir şeyin tamamen şans eseri evrimleşmesi öyle tuhaf ve öyle olanaksız bir rastlantıdır ki bazı düşünürler bunu Tanrı'nın var olmadığının nihai ve sağlam bir kanıtı olarak görür.
"Bu sav şuna benzer bir şeydir: 'Ben var olduğumu kanıtlamayı reddediyorum,' der Tanrı, 'çünkü kanıt inancı yadsır ve inanç olmadan ben bir hiçim'.
"Ama der Kişi, 'Babil balığı tamamen bedavadan, öyle değil mi? Şans eseri evrimleşmiş olamaz. O senin var olduğunun kanıtıdır, öyleyse kendi savınla senin var olmadığın kanıtlanıyor. QED.'
"Vay canına der ' Tanrı, 'bunu hiç düşünmemiştim,' ve onda bir mantık dumanı içinde puf diye kaybolur.
"Ah, bu kadar kolaydı," der Kişi ve zaferinin ardından bir bis yapmak adına siyahın beyaz olduğunu kanıtlamaya girişir ve bir sonraki yaya geçidinde canından olur.