Hepsini unutacaksınız: anlayışsızlığı, ihaneti, haksızlığı, aldırışsızlığı, hızla geçen zamanı, hiç geçmeyen zamanı, kavuşamadıklarınızı, yalnızlığınızı, yenilgilerinizi...
...Böyleydi işte hayat : Kaza vardı, talih vardı; aşk vardı, yalnızlık vardı; kader vardı, bir ışık, bir ölüm, ama belli belirsiz bir mutluluk da vardı;
kendim olmalıyım diye tekrarlıyordum onlara hiç aldırmadan onların seslerine kokularına isteklerine sevgilerine ve nefretlerine aldırmadan ben kendim olmalıyım
Hayranlık duyduklarımı tanımaktan korkarım ben... Çünkü hep hayal kırıklığı vardır sonunda... Geçenlerde karar verdim... Bütün kahramanlarımı öldürüyorum...
saatlerce seni bekleyen topuklu ayakkabılarının içine aceleyle girişini ve saatler sonra, eve döndüğünde ayakkabıları gene aynı çamurlu ve asimetrik yalnızlığa terk etmeden önce kalçalarının, bacaklarının ve ayaklarının kendi kendilerine yaptıkları hünerli hareketleri seyretmeyi severdim.